Gönderi

110 syf.
·
Not rated
Toplamda üç kez okuduğum bir kitap Yabancı. Bizim ara sıra yaptığımız gibi cool görünmek amacıyla umursamaz bir tavır takınmıyor Meursault; düşünmediği hissetmediği için de bu kadar vurdumduymaz olmuyor. Aksine fazlasıyla düşünüyor karakterimiz ve her şeyin boş olduğu, ölümün olduğu yerde her şeyin anlamsız olduğu fikrine düşünerek varıyor ve baştan kabulleniyor her şeyi. Camus, Meursault'u mahkemeye çıkartmak zorunda zira asıl anlatmak istediği noktalardan biri için bu gerekli. Yani anasının ölümüne toplum tarafından beklenen tepkiyi vermemiş olması yüzünden de yargılanıyor aslında Meursault, ama neden cinayet? Belki -ki muhtemelen deöyle- bunu yaparken hayatın anlamsızlığını bir kere daha somut olarak göstermek istedi Camus. Yeri gelmişken kitabın giriş cümlesi de gereğinden fazla abartılan bir cümledir. Evet Meursualt annesinin ne zaman öldüğünü bilmiyor ama bunun sebebi yurt müdürünün kendisine yazdığı mektupta tarih olmaması. Elbette Meursault'un bunu merak etmemesi, üzerine gitmemesi onun hayata ve ölüme bakışıyla alakalı ama kitabın girişindeki o sarsıcı 'bilmiyorum' meselesinin nedeni, o tarihin kendisine zaten bildirilmemiş olması hepsi o. ''Bugün annem öldü ya da dün tam hatırlamıyorum.'' Böyle bir giriş cümlesi yoktur kitabın. Elimde iki farklı çevirisi mevcut. ''Anam öldü bugün. belki de dün, bilmiyorum. '' Vedat Günyol çev. ''Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum'' Samih Tiryakioğlu çev. Görüldüğü gibi hem Can Yayınları'ndan çıkan Vedat Günyol hem de Varlık Yayınları'ndan çıkan(iki baskıyı da okudum, iki baskı da elimde mevcut) Samih Tiryakioğlu çevirisinde de hatırlamıyorum gibi bir ifade yok. Kitabı, karakteri olduğundan bambaşka hale büründürmek isteyenler bence kötü niyetle değiller, gerçekten de bu şekilde hatırladıklarından hatırlamıyorum diye paylaşıyorlar bu alıntıyı. Oysaki Meursault bilmiyorum diyor ve Meursault'un annesinin öldüğü günü bilmemesi de normal, zira bir sonraki cümlede kendisine bakım evinden gönderilen mektupta tarih olmadığını, Meursault'nun bu sebeple annesinin ne zaman öldüğünü anlayamadığını görüyoruz. Varlık Yayınları; ''Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum. İhtiyarlar yurdu’ndan bir telgraf aldım: "Anneniz öldü. Cenazesi yarın kaldırılacak. Saygılar." diyordu. Bundan pek bir şey anlaşılmıyor. Belki dün ölmüştür.'' Can Yayınları; ''Anam ölmüş bugün. Belki de dün, bilmiyorum. İhtiyarlar yurdundan bir telgraf aldım: "Anneniz vefat etti. Yarın kaldırılacak. Saygılar." Bundan bir şey anlaşılmıyor. Belki de dündü. '' Elbette ki Camus'nun kitabın başlangıcı için seçtiği cümle çok ironik ve ikonik ancak bir kısım okurun anlamak istediği, yorumladığı tarzda bir şey değil. Kitapta baştan sona 'SAÇMA' nın penceresinden bir anlatım var. Bu noktada Sartre ile ayrılıyorlar. Şimdi Sartre'ın da içinde yer aldığı varoluşçuşuğa göre bir anlam yoktur, kişi bu anlamı kendisi yaratır. Dahası yaratmalıdır da, varoluşçuluk bir yerde odur. Camus'ya yani Meursault'a göre ise kişi elbette kendine bir anlam yaratabilir lakin bu yarattığı anlamın doğruluğunu ispat edebilecek bir karşılık yoktur. Dolayısıyla bu anlam arayışı da gereksizdir. Nobel olayına gelince de NOBEL kitaba verilmez, yazara verilir, dolayısıyla bu kitap Nobel Ödülü almış bir kitap DEĞİLDİR.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112.6k okunma
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.