Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öz yazımdır
“Eger halkına yardım edecek olsan elińden kelgen işden başla.” diyor İsmail Bey GASPIRALI. Peki ya bizim elimizden ne geliyor. Bugün 16 eylül 2020. Rusya Askeri Mahkemesinde delilleri olmadan uydurma suçlarla 7 Kırım Tatar Türk’ü hakkında toplamda 110 yıl hapis kararı verildi. Bu Kırım Tatarlarına yönelik ilk asılsız suçlamalar sonucundaki yargılama ve cezalandırma değildi. Yıllardır devam eden, alınacak olan kararların henüz mahkeme kurulmadan belirli olduğu Rusya’nın Kırım’ı Tatarlardan arındırma politikalarından birisidir. Rusya’nın bunu yapmasındaki temel neden ise Rusya’nın boğazlara hakim olma ve sıcak denizlere ulaşma arzusu ile Kırım’ın limanlar bakımından benzersiz olması dolayısıyla Kırım’a hakim olanın Karadeniz’e hakim olacak olmasıdır. Rusya ne Birleşmiş Milletler’in ne Avrupa Birliği’nin uyarılarını dikkate almakta, işgal politikasına ara vermeden devam etmektedir. Kırım Tatar Türklerinin mücadeleleri yıllardır sürmektedir. Kırım savaşında Kırım'a Osmanlı Devleti'nin yardım ettiğini gören Rusya, ikinci dünya savaşına girmeyen Türkiye'ye saldırmayı düşünmüş ama Kırım'ın da Osmanlı Devletine yardım edeceğini düşünerek Kırım Tatar Türklerini Kafkasya’da ki diğer halklar olan Çeçenler, Ahıskalılar ve diğerleri ile beraber sürgün etmiştir. 18 Mayıs 1944’te yurtlarından Özbekistan ve Ural bölgelerine sürülen Kırım Tatarları tekrar yurtlarına Vatan Kırıma dönebilmek için destansı bir mücadele verdiler ve bu mücadelede hiçbir zaman silah kullanmadılar. Masum bir insanın bir damla kanının akmasına bir çocuğun bir damla gözyaşının düşmesine sebep olmadılar. Çünkü Kırım Tatarları liderleri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun “Hiçbir başarı o başarının altında masum insanların kanı dökülürse bir çocuğun gözyaşı dökülürse başarı değildir.” sözüne canı gönülden inanmışlardı. Haklarını elde etmeyi, vatanları olan Kırım’ı sadece hukuki yollarla elde etme gayretindeydiler. Çektikleri acılarsa bugün dahi sürüyor. 1944’te vatanlarından hayvan vagonlarına bindirilip trenle sürülmüş, sürgün sırasında aç bırakılmış, susuz bırakılmış ve nüfuslarının %46’sını kaybetmiş, gittikleri yerlerde hor görülmüş, canavar gibi bakılmış, KGB tarafından evleri basılıp aranmış, takibe alınmış, okumalarına izin verilmemiş, sadece öz vatanlarına kaytmayı istediklerinden dolayı yıllarca hapis yatmışlar. Bu hapislerde seslerini duyurabilmek için açlık grevi yapmışlardır. 303 gün süren Mustafa Abdülcemil KIRIMOĞLU'nun açlık grevi ise en çok ses getiren açlık grevi olmuş, öldüğüne dair dünya genelinde haber yayılmıştır. Türkiye'de gıyabi cenaze namazı kılınmış açlık grevleri ile Mustafa Abdülcemil KIRIMOĞLU'na desteklerini bildirmişlerdir. Stalin öldükten sonra Kafkasya halklarına vatanlarına tekrar dönebilme izni verilmiş Kırım Tatarları da vatanlarına tekrardan dönmeye çalışıp başaramamış, kendilerinin bu izinden ayrı tutulduklarını öğrenmişlerdir. Her şeyden habersiz vatanlarına döndüklerinde ise kendi evlerinde Rusya’nın yerleştirmiş olduğu Rusları görmüş ancak onları evlerinden kovmamış, kendilerine yaptıkları derme çatma kulübeler, çadırlar ise Rusya tarafından yıkılmıştır. 13 Temmuz 1978'de Sovyet birlikleri Musa Mahmut'u evinden çıkarmak istemişler o da benzin dökerek kendini yakmıştır. Tüm bu olanlara rağmen günümüzde dahi hukuktan ayrılmayan Kırım Tatarları işgal altındaki vatanları Kırım’da azınlık durumunda olup bugün Kırım nüfusunun yalnızca yüzde 14’ünü oluşturmaktadır. Ruslar tarafından ilk defa 1783’te işgal edilen Kırım sözgelimi mahrumiyet bölgesi durumundadır. Kırım Tatarları ise türküde bahsedildiği gibi Vatanlarına, Qırıma hasret kalmışlardır. Rusya, Kırım Tatar Türklerinin insanca yaşama hakkına gaspetmiş, kendi hukuk kurallarını dayatmıştır. Cenevre sözleşmesinde ise bu durum yasaklanmıştır. Rusya, yaptığı bu insanlık dışı uygulamaların hesabını elbet bir gün verecektir. Yapmış olduğu yasa dışı uygulamalar bizim bilincimizi, direniş gücümüzü artırmalıdır. Biz Türk Gençleri bu yapılanların hesabını soracak kişiler olmalı, her daim okuyup araştırmalıyız. Çünkü "Bin kılıçka bir kalem daim galiptir." diyor İsmail Bey GASPIRALI. Türk milletinin aydınlık geleceğinde Numan Çelebicihanlar, Cafer Seydamet Kırımerler, Yusuf Akçuralar bizler olacağız. “Biz inanamız ki ebet bir kün VATAN QIRIMNI qaytaracaqmız.”. Levent Özdemir
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.