Bu ateş zekâlı Fransız'ı ilk okuduğumda ve çarpıldığımda 20 yaşında idim ve uzun bir aradan sonra tekrar bu güzel çevirisini okudum. Pascal ile çok kıyaslarım kendisini ki benzerler ve Montaigne ile elbette. Bu üç Fransız dışında sevdiğim tek Fransız Audrey Tautou ki farklı bir neden onunki... Descartes şüphecileri okumuştur ve 'şüphe öyle edilmez böyle edilir' demiştir. Önce, der, dök sepeti de baştan diz. Açık, der, seçik olsun her şey. Varılabilecek en dip şüphede ne vardır, ne görünmektedir? Kafasını uzatınca bir de ne görsün! Modern Felsefe ve Modern Bilim. Babalık hayırlı olsun; nur topu gibi iki evlat ve Papa'nın gıcık olması... Descartes der ki iki ile ikiyi çarparken bile şüphe et çünkü bir sinsi üç harfli sana yanlış bir sonuç buldurtuyor olabilir. Böyle bir şüphede ne bilinir ki? Ben, diye bağırır Descartes. Cogito, diye haykırır, ergo sum. Yani, düşünüyorum o halde varım! Sonra da bulur ki Tanrı kesin, her şey muğlak. Çok okumakla ve düşünmekle yetinmez, gezer de. Bir gün yatarken tavandaki sineğe ve gölgesine bakarken kartezyen koordinat sistemini bulur. Bugünkü navigasyonun temeli... Hizmetçi kıza aşık olur, biyolojik bir de çocuğu... Ve sevdiği kadın ölür, Descartes yıkılır. Düşünemez, vârolamaz olur. Ömrünün son günleri, Kraliçe'nin sabah namazından sonraki yağmurda felsefe öğrenme romantikliği yüzünden hasta geçer. 53'ündeki ölümü bu yüzdendir. Ah, Descartes'tan özel felsefe dersi almak... Filozof, bilge, matematikçi, hukukçu... İlk romanıma ondan aldığım feyz ile başlamıştım; bir adam bir hücrede uyanır ve bir şey hatırlamamaktadır... Matrix'in öncülü olan 13. Kat filmi o devin o dev haykırışı ile başlar: "I think, therefore i am"

Yöntem Üzerine KonuşmaRené Descartes · Alfa Yayıncılık · 20192,712 okunma

·

73 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

emre timur