Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 14 days
Upton Sinclair ile tanışmam Petrol! Romanı aracılığıyla olmuştu. O kadar akıcı ve doğal bir anlatımı vardı ki, 600 küsur sayfalık roman elimde adeta eriyip gitmişti. Şikago Mezbahaları da o zaman beri listemde olan kitaplardan birisiydi. Açıkça söylemek gerekirse yine inanılmaz bir roman okuduğum. Yazarın yazdığı her şeyin bu kadar doğal içten olması sanırım yıllarca aynı ortamda bulunmasıyla alakalı. Kitabın konusu büyük burhan döneminden hemen önce Amerikan kapitalistliğinin en büyük markalarından olan Et Endüstrisi ve bu endüstrinin Şikago bulunan fabrikalarında çalışanların sefil ve acımasız hayatı. Litvanya’da Amerikan rüyası ile Şikago’ya gelmiş olan yeni evli Jurgis ve Ona çiftinin beraberinde geldikleri büyük aileleri ile birlikte yaşadıkları zorluklar anlatılıyor. Sayfalarca bu göçmenlerin teker teker yok olan umutlarını, hayat sevinçlerini okuyorsunuz. Kitabın bir yerinde mezbahalarda kesilen domuzlar için “Çığlıkları hariç her şeylerini kullanıyorlar.” denilmişti. Kitabın sonuna gelindiğinde ise aslında bu göçmen hayatlarının et endüstrisi kodamanları gözünde domuzdan farksız olduğunu görüyoruz. Upton Sinclair’in komünist düşünceleri çerçevesinde kitapta yer yer (özellikle sonlarına doğru) toplantılardaki konuşmaların içerinde çeşitli manifestolar yerleştirilmiş. Fakat okuyucuyu kesinlikle rahatsız etmiyor. Bir konudan daha bahsetmem gerekirse klasik Amerikan rüyasını eleştirir bir şekilde karakterlerimiz her sayfada daha büyük zorluklar yaşıyor, daha acı olaylarla karşılaşıyor ve bir Amerikan klasiği gibi ezilenler, acı çekenler kitabın sonunda iyi yerlere gelemiyorlar. Kitap aynı hayat gibi acımasız bir şekilde yazılmış. Belki de beni bu yüzden çok etkiledi. İyi okumalar.
Şikago Mezbahaları
Şikago MezbahalarıUpton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2021925 okunma
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.