Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Kutsiyete atadığın nesnede sorun var mı acaba:)
KUTSAL KENT Gençliğimde, herkesin kutsal metinlere göre yaşadığı bir kentten söz ettiler bana. Ben de dedim ki, “O kenti bulacağım ve böylece kutsanacağım.” Kent uzaktaydı. Yolculuk için çok masraf etmek zorunda kaldım. 40. gün kenti gördüm. 41. gün kapısından girdim. Kentin her sakininin bir gözü çıkarılmış, bir kolu kesilmişti. Şaşkınlıktan dehşete düşmüştüm, kendi kendime, “Bir göz ve bir koldan olmaktansa bu çok kutsal kentten olmak daha evla değil mi?” diye düşündüm. Sonra onların da dehşet içinde olduklarını fark ettim. İki gözüm ve iki koluma hayranlıkla bakıyorlardı. Onlar kendi aralarında konuşurken ben de biraz araştırma yaptım, “ Burası gerçekten de herkesin kutsal metinlere göre yaşadığı kutsal kent mi?” diye sordum. “Evet” dediler, “Burası o kent.” Sordum, “Ne geldi başınıza? Sağ gözünüz ve sağ kolunuza ne oldu?” Hepsi hareketlendi. “Gel ve gör,” dediler. Beni kentin ortasındaki tapınaklara götürdüler. Tapınakta kollar ve gözlerden oluşmuş bir yığın vardı. Hepsi çürümüştü. “Eyvahlar olsun,” dedim ve sordum, “Hangi fatih yaptı bu zalimliği?” Aralarında fısıldaştılar. Yaşlılardan biri öne çıktı ve konuştu; “Biz yaptık bunu. Tanrı, içimizdeki şeytanın fatihi yaptı bunu,” Yüksek bir sunağa doğru yönlendirdi beni, herkes arkamızdan geldi. Yaşlı adam sunağın üstüne kazınmış kutsal metni işaret etti, okumaya başladım. “ Eğer sağ gözünüz sol gözünüzü gücendirirse, çıkarım sağ gözünüzü, ayırın kendinizden; çünkü tümümüzün cehennemde yanmasındansa, tek birinizin yanması evladır. Eğer sağ eliniz sol elinizi gücendirirse, kesin sağ elinizi, ayırın kendinizden; çünkü tümünüzün cehennemde yanmasındansa, birinizin yanması evladır.” Anlamıştım durumu. Kalabalığa döndüm ve bağırdım; “Aranızda iki gözü ve iki eli olan kimse yok mu?” “Hayır, bir tane bile yok, diye yanıtladılar beni, kutsal metni okuyup anlayacak yaşa gelmemiş olanlar hariç aramızda tamam olan hiç kimse yok.” Tapınaktan çıkar çıkmaz, kutsal kenti terk ettim. Çocuk değildim, metni okuyabiliyordum. . . Halil Cibran Meczup Az malzeme çok iş dedikleri edebiyata uyarlanınca sanırım az kelimeyle devasaaaaa anlamlar, sorgulamalar, inan ki ben de böyle düşünüyordum ama deli derler bana, aptal yerine koyarlar... gibi gibi beyin yakan sorgulamalar Ermiş’ te, Kum ve Köpük’ te ayrı tatlarda farklı bakış açıları yakalamamızı sağlamış üstad.. ne denilebilir ki böyle kalemlere, beyinlere, saygıyla titizlikle okumanın, anlamanın en önemlisi işte bu dar düşünen gittikçe gerilere itilen toplumda ileriye götürecek düşünceleri illaki empoze etmek önce kendimize sonra geleceğimize... Hikaye beni çok etkilediği için paylaşmak istedim. Herkes illaki okusun diye.
Meczup
MeczupHalil Cibran · Ganj Yayınları · 201618.1k okunma
··
92 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.