Bir çocuğun dilinden yazılmış, saf, sıcacık bir otobiyografi. Yazar, kendi çocukluğunu 6 yaşındaki halinden aktarırken, büyük babası ve büyük annesiyle olan ilişkisini o kadar samimi bir dille anlatmış ki, onların hayattan ayrılış anını anlattığı sayfalarda göz yaşlarımı engelleyemedim. Küçük Ağaç bir çerokiydi ve küçük yaşta yetim kalmıştı, iki yaşlı çeroki ona doğayla bir bağ kurmayı ve onunla iç içe yaşayabilmenin kurallarını öğretiyordu. Yerlilerin hayat felsefelerini güzel betimleyen, günümüz tüketim doymazlığına, kuralcı eğitim anlayışına, kalıplaşmış düşüncelere tatlı tatlı cevabını veren bir eser.