Okumalarımızı ve çevremizde ki insanlarla iletişimimizi tek düzelikten, akışın bir parçası olmaktan ve yüzeysellikten kurtaracak mühim bir ayrıntı var. Farkettiniz mi bilmiyorum ama biz kavramların isimlerini gayet iyi biliyoruz ama içerikleriyle ilgili çoğu zaman hiçbir fikrimiz yok...
Biz kitap okurken bazı deyimleri ve sözcükleri ilk kez duyan oğlumla, önce bir deftere not ediyoruz ve yanına büyük bir soru işareti koyup üzerine konuşuyoruz.
Sizlere, öğrenciyken ve eğitimciliğim boyunca kullandığım çok faydasını gördüğüm, etkili bir öğrenme, kavrama ve hepsinin üstünde 'anlama' yetimizi geliştirecek bir yöntemden söz etmek istiyorum.
Fizikçi Richard Feynman'ın geliştirdiği bu yöntem, birkaç adımdan oluşuyor fakât okurken, konuşurken, okulda, işte altını çizdiğiniz kavramlar hayat boyu unutmayacağınız, zihninizden uçup gitmeyecek yaşantılara dönüşüveriyor...
*Bu yöntemin ilk aşaması; boş bir kağıda öğrenmek istediğiniz kavramın adını yazmak.
*İkinci aşama ise o kavram ile ilgili, bildiğiniz ne varsa, hiç bilgisi olmayan birine, bir çocuğa anlatır gibi, çok basit ve anlaşılır cümlelerle ifade etmek. Bu aşamada oluşacak boşluklar ve yeni sorular sizi anlamanın derin yolculuğuna çıkaracak en güçlü pusulalar...
*Üçüncü aşama, kaynağa, öğrenilen kişiye, yahut fikre yeniden daha kapsamlı bir dönüş yapmak, sorular yanıt buluncaya kadar çalışmak ve boşlukları doldurmak.
*Ve son aşama; Yeni öğrendiklerimizle birlikte, onu eksiksiz bir anlama düzeyine, basitleştirerek eriştirmek... Bunu bir konuyu kaleme alan birinin eskizlerden yola çıkarak nihai metni oluşturması gibi düşünebilirsiniz...
Ve neticede, sadece ismini değil, görüntüsünü, yankısını değil, bilginin özünü kavrayabildiğinizi keyifle gözlemleyebilirsiniz...