Gönderi

İnsanlar dünyaya yayıldıkça yanlarındaki evcil hayvanlar da onlarla birlikte yayıldı. 10 bin yıl önce, sadece birkaç milyon koyun, inek, keçi, yaban domuzu ve tavuk Afrika-Asya'nın belirli bölgelerine sıkışmış hâlde yaşıyordu. Bugün dünyada bir milyar koyun, bir milyar domuz, bir milyardan fazla inek ve 25 milyardan fazla tavuk var, üstelik bu hayvanlar tüm gezegene dağılmış durumda. Evcil tavuk şu ana kadar en çok yayılmış kümes hayvanıdır. Homo sapiens'in arkasından gelen evcil inek, domuz ve koyun da dünyada en yaygın bulunan ikinci, üçüncü ve dördüncü memeli türüdür. Başarıyı DNA kopyalarının sayısıyla ölçen dar bir evrimsel perspektiften bakarsak, Tarım Devrimi tavuklar, inekler, domuzlar ve koyunlar için bulunmaz nimettir. Maalesef evrim perspektifi başarıyı ölçmek için yeterli değil, çünkü bu bakış her şeyi hayatta kalma ve üremeyle ölçüyor, bireysel acı ve mutluluk gibi kriterleri dikkate almıyor. Evcil tavuk ve inek evrimsel bir başarı hikayesinin kahramanları olabilir, ancak bunlar aynı zamanda dünyada yaşamış en şanssız canlılardır. Hayvanların evcilleştirilmesi yüz yıllar geçtikçe giderek daha zalimce bir hâle gelen bir dizi vahşi uygulama sayesinde olmuştur. Yabani tavukların ortalama yaşam süresi 7-12 yıl, ineğinki ise 20-25 yıldır. Yaban hayatında çoğu tavuk ve inek bundan çok daha önce ölürdü, ama yine de şimdikinden daha uzun yaşama şansları olurdu. Evcil tavukların ve ineklerin büyük çoğunluğu, birkaç haftayla birkaç ay arasında bir sürede kesilir, çünkü bu ekonomik açıdan en uygun kesim süresidir. (Neden üç ayda azami ağırlığına ulaşan bir horozu üç yıl daha beslemek isteyesiniz?) Yumurtlayan tavuklar, süt inekleri ve koşum hayvanlarının bazen uzun yıllar yaşamasına izin verilir. Bunun hayvanlara bedeliyse içgüdülerine ve isteklerine tamamen ters bir yaşama boyun eğmektir. Boğaların eli kırbaçlı bir maymunun boyunduruğu altında tarla sürmek yerine, zamanlarını geniş çayırlarda diğer boğalarla birlikte gezerek geçirmek istediğini rahatlıkla varsayabiliriz. Boğaları, atları, eşekleri ve develeri itaatkar koşum hayvanlarına çevirmek için doğal içgüdülerinin ve sosyal bağlarının yıkılması, saldırganlıklarının ve cinselliklerinin kontrol edilmesi ve hareket serbestliklerinin kısıtlanması gerekiyordu. Çiftçiler bunun için hayvanları çitler ve kafeslere hapsetmek, koşum ve yularlarla gemlemek, kamçı gibi aletlerle eğitmek ve bazı organlarını kesmek gibi yöntemler geliştirdiler. Evcilleştirme süreci hemen her zaman erkeğin hadım edilmesini gerektirir. Bu hem erkek agresifliğini azaltır hem de insanların sürüdeki üremeyi kontrol edebilmelerini sağlar.
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.