Gönderi

196 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 23 hours
Kitabın konusu; gündelik hayatın ve toplumsal sistemin tüm sıkıntılarından uzak olan bir adada yaşayan ve 40 haneden oluşan insanların hikayesidir. Mutlu ve huzurlu bir şekilde süren yaşam, bir gün adaya bir uzun adamın gelmesiyle bozulmaya başlayacaktır. Bu uzun adam, emekliliğe ayrılmış eski başbakanlardan olup adada her istediğini yaptırarak hakimiyet kurmaya çalışacaktır. Bu noktada ilk olarak adalıların güneşin yakıcı sıcaklığının etkisinin hüküm sürdüğü anlarda, altından bir serinlik içerisinde yürüdükleri ağaçları kesmiş ve bunu medeniyet çerçevesinde yaptığını bildirmiştir. Zamanla gelişen olayların etkisiyle adada kurulan beş kişilik yönetimin başkanlığına getirilmiş ve çeşitli yollarla adalıların da desteğini alarak sırasıyla ilk önce martılara karşı savaş açmış, akabinde çözüm olarak tilkileri adaya getirtmiştir. Devamında ise martı sayısındaki azalma ile birlikte zehirli yılanların sayısında artış yaşanmış ve ada halkı için tehlike arz etmişlerdir. Bu yeni tehdit karşısında ise adaya getirilen uzman kişinin direktifi doğrultusunda leyleklerin adaya yuva kurarak yılanları bertaraf etmeleri yönünde bir çalışma içerisine girilse de başarı sağlanamamıştır. Son çare olarak ateş yakılarak yılanların yok edilmesi amaçlansa da bu yangınların sonucunda tüm ada yanmış ve insanlar için yaşanmaz hale gelmiştir. Böylece adadaki ekolojik dengede yapılan bir değişiklikle başlayan süreç, nihayetinde tüm düzenin ve yaşamın zarar görmesiyle sonuçlanmıştır. Son tahlilde ise başkan, yaşanmaz hale gelen adayı terk etmek üzere limana geldiğinde kayalıkların olduğu bir noktada dilsiz ve işitme engelli olan bakkalın çocuğunun saldırısına uğrar ve ikisi birlikte uçurumdan düşerek ölürler. Akabinde ise tüm ada halkı bu ölümden dolayı tutuklanırlar… Sonuçta kazanan ise, adanın ilk sahibi olan martılar olmuş ve ada yine kendilerine kalmıştır… Kitaptaki ana karakterlere bakıldığında; hiçbir kahramanın ya da mekanın adının olmadığı görülmekte ve her haneden numaralarla bahsedilmiştir ki, bir kişi dışında: 36 numaradan yaşayan kişinin sevgilisi olan “Lara”. Lara, başkanın diktatörlüğüne karşı yazar ile birlikte direnen üç kişiden biridir. Kadın niteliği ile haksızlığa karşı onurlu ve güçlü bir duruş göstermiş ve bu hareketiyle sevgilisinin de cesaretlenmesinde etkin rol oynamıştır. Bir diğer ana karakter olan Yazar ise çoğunlukla suskunluğu seçen; fakat kendi gördüğü durumlarda konuşmayı bilen ve halkı uyarmaya çalışan bir aydındır. Ön plana çıkan diğer bir karakter ise bakkalın dilsiz olan oğludur ve eserde sessiz yığınların sesi olmuştur adeta ve başkanı öldürerek kendini de feda etmekten geri durmamıştır. Ve son olarak Başkan ise diktatör, darbeci ve zalim bir karakteri temsil etmektedir. Eserin dil ve anlatım tekniğine bakıldığında söz sanatlarına pek başvurmadan sade, anlaşılır ve akıcı bir şekilde yazıldığı görülmektedir. Yazar bu düşüncesini ise Aristo’dan yaptığı “Kelimeleri güzelleştirerek ya da şiddetlendirerek, güzel tasvirlerle insan hallerini anlatmaya çalışma. Sen eylemi anlat, gerisini okur kafasında tamamlasın.” alıntısı ve anonim halk hikayelerinden verdiği “Eski çağlarda bir delikanlı, insanların dişlerini de tedavi eden bir hekimin kızına aşıktır. Sırf kızı görebilmek için oraya gider delikanlı ve sevgilisinin yüzüne bakarak otuz iki sağlam dişini çektirir. Şimdi bu eylem üzerine hangi sevda sözlerini ekleyebilirsin ki? Hepsi zayıf kalır.” örneği ile ortaya koymuştur. Eserin muhtevası incelendiğinde ise, “adadaki doğal düzen, kurallar, serbest piyasa vurgusu, başkaldırı, anarşizm” olguları öne çıkmakta ve özellikle de “demokrasi “ve “medeniyet” kavramlarının diktatör yönetimlerin ellerinde kullanıldığında nasıl bir amaca hizmet ettiği açıkça görülebilmektedir. Anlatım boyunca roman, dünyanın içinde bulunduğu sistem, ekonomik olaylar, siyasal iktidarlar, bireysel çıkar ve egolar yerleştirilmiş ve okuyucunun bunları zihninde canlandırması beklentisi barındırmaktadır. Demokratik ortamların zamanla diktatörlüğe dönüşebileceği düşüncesi, eser içerisinde medeniyet, düzen, silahlı örgütler gibi çeşitli kavramlarla okuyucuya verilmeye çalışılmıştır. “Unutmayın bayım, bir gün mutlaka martılar kazanacak!” İyi Okumalar...
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351.6k okunma
··
39 views
Ahmet Giray Kütük okurunun profil resmi
Çok güzel bir değerlendirme olmüş. Elinize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.