Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

388 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Gurbet hasrettir.
Gurbet nedir diye sorsam, herkesten farklı yanıtlar alacağıma eminim. Belki bir anlamı var ama yürekte saklı olan anlamı herkeste farklı. Bu öyle nesnel bir tabir değil, dile nesnel olabilir ama yüreğe öznel... Nihat behramla tanışmam "Gurbet " ile başladı, iyiki başladı. Kendiside gurbetlik çekmiş bir yazarın böyle bir eseri olması şaşırtıcı değil belki ama bu kadar güzel anlatması , bu kadar çok betimleme ve detay vermesi bence bir ustalık. Kitaba dönelim: Türkiye' den gelen bir grup işçinin İsvicreye doğru yolculukları, zorlukları ve tek istekleri olan şey; sınırı kazasız belasız geçip iş bulup çalışmak ve kimisinin de ailelerini yanına alıp güzel bir yaşam sürme hikayesi. Korkmak ise hep taşıdıkları asıl duygu. Alışmak, iş bulmak değil, asıl korku " kağıttır". Sınır kapısı, oturma izni, aileyi yanına almak ve o yaban ellerde yaşamak için asıl ihtiyaçları olan şey bir kağıt parçasıdır. Sabri olayın baş kahramanı, gurbetin kendisi diyebiliriz. Çektiği zorlukları psikolojik baskıları ayrıntılarıyla hissetiriyor bize. Şu alıntı yeterli duyguları, korkuları anlatmaya: "Neyin var Sabri?" dedi Cafer. Sesi, dostça bir şefkat yüklüydü. "Ne oluyor. neyin var Sabri?" diye tekrarladı. "Çocuklar," dedi Sabri. Sesi titrer gibi olmuştu. Gözlerine bakti Cafer'in bir süre sessizce. Sonra, "Aklımda... sesleri hep aklımda." dedi. Sigarasını yeniledi. "Beni çağırıyorlar gibi... Onların yüreklerini dikiyorum sanki... Şu karmaşa içinde ezilip gidiyorlar. Tozun toprağın içinde büzülüp gidiyorlar... Yüzlerini unutur gibi oluyorum Cafer. Ali'nin yüzü yitiyor... Yüzlerini unutur gibi oluyorum. Ali'm büyüyor, değişiyor... dokunmayorum. Düşlerimde bile kaçıyor... uzaklaşıyor... dokunamıyorum.. anlıyor musun Cafer, dokunamıyorum?.. Telefondaki sesi, bıraktığım zamanki Ali'min sesi değil. Gelen fotoğraf, onun fotoğrafı değil gibi. Sanki beni tanımıyor da, tanıyormuş oyunu yapıyor! Çocuklardan biri artık bizi unuttun, deyiverecekmiş korkusundan içim eriyor... Şu makineden seslerini, soluklarını, kırgınlıklarını duyar gibi oluyorum. Korkuyorum Cafer!. Kendi kendimden... kendi sesim kendime, yabancı birinin sesi gibi geliyor!. Korkuyorum Cafer!.. Neden korktuğumu da bilemiyorum." Sesi titrer gibi olmuştu yine. Makineler bir biri ardına çınlıyordu atölyede... Sabri ırkçılığıda görmüştü burda. Çeşitlilik demek zarar göstergesiydi sanki. Sevdiği insanların ölümünü, çektiği zorluğu görmek istemesede gördü. Mutlu biten sonlar güzeldir ama o yolda çekilenler kolay unutulmayacaktır. Sabri'den son sözler: Gel avare yüreğim, şen ol, bayram edelim, Sil yüzümün yaşını, keder bize yaramaz, Gurbetin bağrında sızım sızım Tüketecek zamanımız yok bizim, ... Hepinize iyi okumalar diliyorum.
Gurbet
GurbetNihat Behram · Everest Yayınları · 201643 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.