Gönderi

216 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Okuduğum her Ursula kitabında ona olan hayranlığım bir kez daha göklere çıkıyor. Her sayfayı zevkle çeviriyor, kitaplarını aşkla tutuyorum. Ben yaşadığım sürece kütüphanemin en güzel yerine onlar sahip olacaklar! Kitapta, üç adet Çörtme öyküsü bulunuyor. Bu öyküler, Mülksüzler serisinde Shevek tarafından oluşturulan zamansızca mekanda yolculuk teorisini masaya yatırmış ve işler hale getirmeye, dahası kusursuzlaştırmaya çalışan bilim adamlarının ve onların deneklerinin öyküleri. Her biri de bir diğerinden daha egzotik, bir o kadar da ilgi çekici diyebilirim. Hain, O, Ve, Terra ve Tadkla arasında gidip gelirken zaman zaman Urras ve Anarres'i anmak çok güzeldi. Daha da güzel olan ise benim her zaman hayranı olduğum bağımsızca inşa edilmiş olan ama aslında arka planda bağlantılı olan hikâyeleri sırayla okumaktı. Ursula'ya bir kez daha hayranlığımı dile getirmeden edemeyeceğim! İçdeniz Balıkçısı kitabında sekiz muhteşem öykü ve Ursula'nın kaleme aldığı Bilim Kurgu Okumamak Üzerine isimli bir sunuş yazısı var. Sadece bu sunuş yazısı bile tüm bir kitaba bedel diyebilirim. Her bilim kurgu okurunun daha da önemlisi yazarının bu kitaba sahip olması ve ondan bir şeyler öğrenmesi gerekiyor. Önce bu sunuş okunmalı, ardından öyküler tek tek analiz edilmeli. Genellikle öykü derlemelerini incelerken içerisinde en beğendiğim öyküleri sıralayarak paylaşırım. Bu kitapta ki her öykü birbirinden güzel olsa da yine de beş öykülük bir liste oluşturacağım. Bu listenin içindeki üç öykünün Çörtmeli öyküler (yani birbiriyle ilişkisi olanlar) olduğuna şaşırmayacağınıza eminim. Gel gelelim liste başında bu üç öyküden birisinin olmamasına şaşırabilirsiniz. Önce listeyi vereyim, sonra üzerinde konuşalım: 1- Her Şeyi Değiştiren Taş 2- Bir Başka Masal ya da İçdeniz Balıkçısı 3- Şobilerin Masalı 4- Ganam'a Dans 5- Gorgonidlerle İlk Temas Neden mi Her Şeyi Değiştiren Taş? Çünkü tüm öyküler içerisinde en çok şeyi, en derin duygularla anlatan öykü oydu, daha da önemlisi nürobl denen türün içine girdim ve adeta onlardan birisi oldum, ben de Bu denen nürobl'ın duygularını onunla birlikte yaşadım ve hikâye bittiğinde hem kendimden nefret ettim hem de varoluşu bir kez daha sorguladım. Onlarla birlikte taşa bakmak enfesti diyebilirim. Kitaba adını da veren İçdeniz Balıkçısı için söyleyecek çok şey var ama söylemek çok zor. Onun zamanla yaptığı masal = gerçek ilişkisi insanı derinden hırpalıyordu. Bir buluşun ardına sığınan hikâye çok güçlüydü. Bir an balıkçı olduk, sonra zamanda yolculuk yapıp ailemizin kapısını çaldık. Şobilerin karmaşası ya da Ganam'a yapılan dans aslında birbirine eşit seviyede sevdiğim öykülerdi diyebilirim. Yine de Şobileri bir puan öne geçiren Şobilerin kendileriydiler. Aralarındaki ilişki ve anlamlandırmaya çalıştığım ve bittiğinde ancak hakimi olabildiğim varlıklarıyla beni iyice etkilemiştiler. Ganam'a Dans ise sadece onlardan birisini merkeze almış, bu da hikâye tonunda bir düşmeye sebep olmuştu. Ursula'nın kendisine yaptığı bir şaka, bir espri olarak nitelediği Gargonidlerle Dans öyküsü yine benim en beğendiklerim arasındaydı. Bu gibi hafif tonda giden ve aynı tonu bozmadan biten hikâyelere her zaman sıradışı bir ilgim olmuştur. İlk temasın böyle ilginç bir şekilde, böyle iki karakterle olması ise etkileyiciydi diyebilirim. Ursula'nın her kitabı gibi bu kitabı da okunmalı, bittiğinde en iyi yerde saklanmalı.
İçdeniz Balıkçısı
İçdeniz BalıkçısıUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 2010204 okunma
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.