Gönderi

208 syf.
·
Not rated
GÜNÜBİRLİK HAYATLAR ÜZERİNE;
Bu kitap Yalom’un psikoterapi seanslarında karşılaşmış olduğu on tane öyküden oluşmaktadır. Bu öykülerin odak noktası seanstaki hastalarının bilinç düzeyinde ve bilinçaltında var olan ölüm temasının varlığıdır. Öyküler daha çok ölüm temasını işlese de günlük hayatta karşılaşmış olduğumuz ya da karşılaşabileceğimiz sıkıntılardan oluşmakta ve o sıkıntıları nasıl aşmamız gerektiğinin yollarını da kitap içerisinde bulmamız mümkündür. İrvin Yalom öykülerinin temelinde hastalarına ölümle karşılaşabileceklerini ve ölümün hayatın bir parçası olduğunu kabullenmeleri gerektiğini öğretir. Ölümü de tıpkı mutluluklarımız gibi acılarımız gibi kabul edip hayatın bütününe bakabilmeyi hedefler. İlk olarak yazma yetisini kaybettiğine inanan bir yazarın öyküsüdür ve Paul kendisi gibi yazar olan en yakın mektup arkadaşını kaybetmesiyle başlar. Paul’un yaşamış olduğu bu karmaşık duygulardan ötürü çıkmaza girdiği ve Yalomdan tek bir seans istemesiyle başlayan süreç, yazar tarafından kendisi için önemli bir duruma seçilmiş bir şahit niteliği taşımaktadır. Bu seans Yalom için beklenmedik bir gelişme olmakla birlikte karmaşık olarak adlandırılabilecek bir süreç olarak tanımlanabilir. İkinci öykü ise başarılı bir iş insanı olan Charles’in hikayesidir. Küçük yaşta babasını kaybetmiştir ve yaşamının ilerleyen yıllarında James adında çok sevdiği bir arkadaşı olmuştur ve bir süre sonra onu da kaybetmiştir. Daha babasının ölümünü aşamayan Charles, arkadaşı James’in ölümüyle iyice sarsılmıştır. Charles yaşadığı bu kayıptan sonra ölümün gerçekliğini sorgulamaya başlamış, kendi yaşantısını gözden geçirmesiyle hayatının akışında değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu fark etmiştir. Yalom ölümle karşılaşan insanların, hayatlarındaki acı temasının gerçekliği yaşamlarındaki bazı köklü yeniliklerin başlangıcı olduğunu belirterek, bireylerin yas karşısında belirli tercih yaptıklarını belirtmiştir. Eski bir balerin olan Natasha elinde bir fotoğrafla ofise gelir. Hayatının düşüş döneminde olduğuna inan balet geçirdiği bir hastalık sonucu kariyerinin zirvesindeyken en sevdiği şey olan baleyi bırakmak zorunda kalır ve ardından yaşadığı bu olaydan kaynaklı bir depresyon sürecindeyken sevgilisi Pavel’den ayrılır. Yıllar geçer ve seyahatlerinin birinde bir sergi afişine rastlar eski sevgilisi Pavel’e aittir, kendisinden bir parça arasa da afişte kendine dair tek bir iz bile bulamaz. Sergiye gider ve çıkışında kendi çevresinden soyutlanmış bir benliğin onu ele geçirdiğini hisseder. Parvel’e olan aşkına son vermede, Yalom ile birlikte geçirdiği seanslarda yeni bakış açıları kazanmasını sağlayacaktır. Diğer bir öykü olan Alvin radyologdu ve mesleği gereği ölüm haberlerini vermeyi kanıksamış biriydi. Bu süreç kardeşinin ölümüne kadar bu şekilde gitmiştir. Alvin sosyal ilişkilerinde kendini yetersiz bulmaktaydı fakat Yalom, Alvin’in bu görüşüne katılmamıştır ve bu durumun kaynağına inmek adına çalışmalar yürütmüştür. Beşinci öyküde ise oldukça başarı ve zengin olan Rick 70’li yaşlarında ünlü bir şirketin CEO’sudur. Kaybettiği eşinin ardından yaşamını huzurevinde sürdürmeye karar verir fakat bu ortama alışma sürecinde oldukça zorlanan Rick düşüncelerinde ölümün hep bir yeri olduğunu fark eder. Gün içerisinde ne yaparsa yapsın ölümle hep birlikte hareket ettiği düşüncesinden kurtulamamaktadır. Altıncı öyküde hemşirelik yapan Justine’nin ve kanser hastası olan Astrid’in hikayesi anlatılıyor. Yalom’un hastası olan Astrid, başucundan Yalom'un kitaplarını ayırmıyor ve sürekli ondan bahsediyordu. Ana temada iç içe geçmiş öykünün ve iki farklı terapi sürecini bizlerin önüne sunulmasına fırsat tanıyor. Astrid’in hastenede acı içerisinde kıvranırken Justıne’nin ona söylemiş olduğu ‘hiç değilse çocukların için toparlan’ cümlesi Astrid’e güç veriyor fakat ilerleyen zamanda hayatını kaybeden Astrid’in cenazesi sırasında tanışan Justine, Yalom ile seanslara başlamıştır. Bir sonraki öyküde emekliliğinin ardından hayali olan yazarlığı yapmak isteyen Sally, geçen 6 yılın ardından seanslara başlar ve bu süreçte çok fazla yazı yazmıştır, kazandığı ödülün omuzlarına yüklediği anlam altında ezildiğini hisseden Sally hayatını eski düzenine sokmak istemesi üzerine başlayan süreci bizlere aktarıyor. Sekizinci öyküde Yalom’un kitabını bitirmek adına inzivaya çekildiği sırada almış olduğu bir mesajla başlar ve bu mesaj Ellie’dendir. Kendi rızasıyla yemek yemeyi ve içmeyi bıraktığını itiraf eden Ellie bu sayede kanserin onu öldürmesine izin vermeden kendisinin yaşamına son vereceğini itiraf etmiştir. Yalom ile seanslara başlayan Ellie’nin ölümü kabullenme süreci seanslardaki temel unsurdur. Bir sonraki öyküde en yakın arkadaşı Billy’i kaybeden Helenanın yaşamından bahsedilir. Aynı zamanda klinik psikolog olan Helena arakadaşının davranışları altında yatan problemi anlamlandırmaya çalışmıştır fakat bu hiç de kolay olmamıştır işte bu devrede iş Yalom’a düşmektedir. Onuncu ve son öyküde bahsedilen, nasıl gözüktüğü üzerine başkalarının düşüncelerini oldukça fazla önemseyen Jarod, Yalom’u etkileyebilmek için hayli efor sarf etmiştir. Bazı zamanlarda Yalom da bu tuzağa düşse de seans sonlarında doğru Jarod’un kendini olduğu gibi kabul edip sevmesine yardımcı olabilmiştir.
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158.6k okunma
·
17 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.