Gönderi

Ben, babamın en hüzünlü yanıyım. /Ben, babamın aslan kahramanıyım Öyle değil mi baba! /Gözlerin kıpkırmızı. /Çok mu ağladın? Baba, o geceyi birde benden dinle. /Ama her zamanki gibi dinle, Tebessümle. /Rüyamda kanat sesleri duydum, mevsim yazdı. Kanat seslerinin ardından, /Muhteşem bir koku yayıldı etrafa. Sanki biraz gül biraz leylaktı. /Sonra otuz kuş gördüm, hepsi beyazdı. Otuz kuş, gökyüzüne şehadet diye yazdı. /Bir ses duydum, sala sesiydi. “Hayırdır” dedim. /“Hayırdır” dediler. Çukur Kuyu'daki gökyüzü gibiydi uçtukları yer. Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler. / Kanatlarında kan vardı. “Hayırdır” dedim. /Hadi sende uç, / Bizden hızlı uçabilirsin dediler. Otuz kuş, beni boşluğa bıraktı Baba. /Birden uyandım. “Hayrolur” dedim. Meğer, gecesi vatanım için kâbus olacak bir güne uyanmışım. Gökyüzünün yıldızlarını çalıp omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece. Ruhları yoktu. / Korkar mı senin oğlun, korkmaz. / Korkmadım! Zekai paşamı aradım. “O makam senin namusundur Ömer. / Ben gelene kadar namusunu koru. Gerekirse o vatan hainini vur. / Vazifenin sonunda şehadette var Ömer. Hakkını bana helal et..” Paşam, şehadet der demez, / Yine kulağıma kanat sesleri geldi. Rüya değil bu kez. / Uyanıktım. / Muhteşem bir koku yayıldı odaya. Bir şey oldu o an.. / Sanki Ellerim, omuzlarım çeliktendi. Sanki tek başıma tüm dünyayla savaşabilirdim. Vatan hainine döndüm, Arkasında karanlık yüzlü adamları vardı. “Giremezsiniz!” Dedim. / Bir aslanın karşısında duran çakallar gibiydiler. Ve saldırdılar. / Silahımı çekip baş haini alnından vurdum. Yine kuşları gördüm baba. / Bana doğru uçuyordu. Otuz kuş, kanat sesleri, vücuduma dokunan.. / Ve kanatlarında kan. Sala sesi, gökleri yırtan. / Muhteşem bir koku. Gül mü? leylak mı? içime yayılan / Ve Çukur Kuyu'nun gökyüzü, Masmavi, Bulutsuz ve sessiz. / Ve sessizlik… İçimde huzur, Gökyüzündeyim. / Ama artık kuşlar beni tutmuyor baba. Uçuyorum. / Ve onlardan hızlıyım. / Meğer ben, şehit olmuşum baba. Bil ki yalnız değilim burada. / Yine ordudayım/ Şehitler ordusunda. Baba, ne oldu biliyor musun? / Peygamber alınlarımızdan öptü. Şehitlere dedi ki; “Kardeşlerinizi tebrik edin, / Bunlar benim garip şehitlerimdir. Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehit oldunuz, Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı. / Sizlerin silahları vardı, Ama bunlar silahsızdı. / Sizler tanklarla savaştınız, Bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi. Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehit oldunuz, Ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti. Bunlar benim gariplerimdir. / Tebrik edin kardeşlerinizi.” Baba, milletime söyle; / Al bayrağın dalgalandığı her yerde biz varız. Paşama söyle; / Namusumu çiğnetmedim. Anama, çocuklarıma, eşime, kardeşlerime söyle; Deki Ömer size bir vatan bıraktı. /Çekinmeden, bu vatan bizim diyebilirsiniz. Çünkü bedelini ödedim. Baba, ben oğluma, Ertuğrul'a bu vatan için ölmeyi öğrettim. Sende bana öğrettiğin gibi, / Vatan için yaşamayı öğret. Bu vatan sizin baba! / Otuz kurşun yedim, / Bedelini ödedim. Babacığım; / Hürmetle ellerinden öperim. Ben, babamın en hüzünlü yanıyım, Ben, babamın aslan kahramanıyım Ben, vatanımın asil kahramanıyım…
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.