Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
Yok sayılan filozof
Kimselerin kabul etmediği ancak etkilenmekten de geri kalmadığı filozof Stirner... Asıl adı Johann Kaspar Schmidh olan filozof, geniş alnı sebebiyle kendine takılan lakaplar sonucu adına Stirner dedi. Oldukça çalışkan ve geleceği parlaktı. Ancak cesur görüşlerini ortaya koyunca herkes tarafından dışlanan kimsenin ismini anmadığı birine dönüştü. Halbuki ondan sonra gelen filozoflar ondan oldukça etkilendiler. Marx onu okuyunca şaşırmış etkilenmiş ve yolundan gittiği Feuerbach'dan ayrılmıştır. Engels, onu ilk okuyunca hayran olmuş fakat Marx'ın eleştirileri yüzünden kötülemeye başlamıştır. Nietzsche ise adının onunla anılmasına resmen mani olmak adına hiç bahsetmemiş fakat görünen o ki eserlerinde onun fikirlerine baya baya yer vermiştir. Daha ismini sayamayacağım birçok filozof özgürlük, mülkiyet, haklar, eşitlikle, benlik, hiçlik vs konular ile ilgili görüşlerini anlatmış ancak tüm bunların kaynağının Stirner tarafından ortaya konduğunu reddetmiş ismini anmamıştır. Ortada kötülenen bir filozof varken kim kendini riske atıp popülerliğine gölge düşürmek ister ki? Kahrolsun popülarite! Öyleyse artık geçelim kitaba: "Tanrı sadece kendisini düşünüyor. Onun davası egoist bir davadır" diye başlıyordu anlatmaya. Zaten bize tüm kitap boyunca burdan yola çıkarak göstermeye çalıştığı şey de: "Ben" egoisttir. Egoist olduktan sonra dünyadaki diğer insanlardan daha karlı oluyorsun. Çünkü bir şeyler dönüyor duruyor ama senin umrunda değil. Ben için sadece ben varım! * Dünyada hakikat var mıdır? İyi ya da kötü nedir? Herkesten farklı düşünen birisi kötü müdür? Kesinlik yoktur! Bunlardan geriye düşünceler kalır. İnsan tine bağlıdır. Tinsel olanın varlığını kabul eder ona inanır. Peki ya tin özgür müdür? Tin zincirler ile bağlanmıştır. Özgür olduğu zaman önem kazanır bir anlamı olur. Özgürlüğü elinden alınan tini kurtarmak için kendi olması gerekir. Kendi için yaşayan ve kendisi için yaratan tin özgürdür. Tin tanrılaşırsa özgürdür. * Hıristiyan olmadığını öne süren bir kimse ahlaktan uzak duramaz çünkü o şekilde yetişmiştir. Bu da bir çeşit inanca girer ve özgürlük mümkün değildir. Çünkü kendisi olamaz acı çeker. İnsanlar özgürlük için bir şeyleri feda ederken başka bir şeyi feda edemiyor korkuyorlar. Bu sebeple gerçek manada özgürlük mümkün gözükmüyor. Ta ki her şeyi görmezden gelip kendine odaklanana dek. * İnsan yeryüzünde kendini bir fikre adayıp o fikri savunarak yaşar. Bu ne kadar doğrudur? Bu durum sabitfikirli olmaya kadar gider. İnsanın kendi olmasının önünde de engeldir. Çünkü "fikir" uğruna yaşarsın, fikrine bağlısın. Oysaki "Ben" için yaşamalısın. Bu durumda ortaya fanatiklik çıkar ki ortaya konulmuş olan tüm fikirlerin savunucuları eninde sonunda fanatizme evrilir. Kendi fikirleri dışındakileri yok saymak bir tarafa fikirleri uğruna kendilerini yok saymaya başlarlar. Sahi bunu mu iddia ettin Stirner? Ben öyle anladım. Gerçi senin için bunun bir önemi yok. Benim için de olmamalı. Çünkü ben önemliyim sen değil. Evet arkadaşlar kafayı yememe ramak kalmıştır.:) * İnsan kölelikten kurtulsa da köle olmaya devam eder. Hükümetlerin boyunduruğu altında, yasaların kuralların kelepçesi ile mahkuma döner, özgürlüğünü kaybeder. İyi ya bu durumda ne yapacağız ayaklanalım mı yani? Doğru ya anarşizm! Hem zaten ne yana baksak egoistler ile dolu bir dünya. Onlar bizi yönetiyor ipler ellerinde kuklaya çevirdiler bizi. O halde biz de egoist olalım. Bakalım neler olacak? *Komünizm her insana kucak açıyor gibi gözükse de aslında tembel insanı sevmez. Onun için emekçi vardır diyor, Liberalizme de bir sürü eleştiri koyuyor. Ne diyorsun be adam? diye sorarken gülüyor insan. Benim gibi kendini bir kategoriye sokmayanlar için hoş bir üslup,doğru tespitler iken, diğerleri için rahatsız edici geliyor. Zaten bundan dolayı sevilmemiş ya! *"Size tavsiyem, Tanrı'nıza ya da taptığınız putlara başvurmaktansa, kendinizi sorgulayın, kendi içinizde ne varsa ortaya dökün, gün ışığına çıkarın, kendinizi açığa vurun."( Sayfa 201) Ortalığı karıştırmaya niyetlisin sanırım.:) Neyse çok bir yorum yapmayıp kıyısından bakalım. Kendin ol arkadaşım işte. Herkesin her yerde basbasbağırdığı, psikolojinin de savunduğu bu değil mi? Kendi içine bak dışsal etkilerden kurtularak. Kimseye sorma kimseden medet umma. Yardım çığlıklarına zaten herkes kulak tıkamıyor mu? Kim dinliyor ki seni? Çünkü herkes çıkarcı herkes egoist. Sen de egoist ol. Kendine dön dinle kendini. Konuş kendinle ve anla. Sadece kendini! Kendine!!! *Özgürlük başkaları tarafından size verildiğinde hiçbir anlamı olmaz o yine başkaları tarafından sizden alınabilir. Size ait değildir özgürlük, sizin değildir. Özgürlüğü ben bulmalı ben sahip olmalı hatta ben yaratmalıyım önemli olan budur. Az biraz anlatmaya çalıştım bu adamı ve fikirlerini. Kendisi beni mest ettiği için bu kitaptan 97 alıntı paylaşmışım gerisini siz düşünün.:) Anlatılamayacak okunacak bir filozof her felsefe okurunun yolu düşmeli bu kitaba sevseniz de sevmeseniz de. Son olarak şu bilgileri de eklenmeliyim: Bu kitap 15 Ekim 1844 yılında doğan Nietzsche ile aynı gün basılma tesadüflüğü yaşıyor. Bence hoş bir tesadüf. Stirner'ın ilginç ölümünü de söyleyeyim. Ensesinden böcek ısırması sonucu ölen ve öldükten sonra da kafatası çalınan bu adamı nasıl yok sayarız? Buna benzer şaşırtacak başka bilgiler için ilginizi çekerse şuraya da bakmanızı öneririm. projektmaxstirner.de/proje.htm Ve diyoruz ki: Yaşasın egoist anarşizm! Kahrolsun popülarite! (Dip not: hoşuma da gitse her türlü -izme karşıyım.)
Biricik ve Mülkiyeti
Biricik ve MülkiyetiMax Stirner · Kaos Yayınları · 2013376 okunma
··
1,516 views
Alonso Quijano okurunun profil resmi
Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebep nihayet bir sinektir (Üç Frenk Havası I. - İsmet Özel)
Esther. Sema okurunun profil resmi
Evet. Ne yazık ki öyle. Yaşadığı gibi bir ölüm olmuş aslında.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.