Gönderi

1808 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 21 days
2020 yılım kronolojik bir şekilde Rus edebiyatı okuması hızlı bir şekilde devam etmekte. Bu edebi zevki bol, sanatsal anlamda yeni fikirlere sahip olma ve felsefi anlamda daha da derinlere inme yönünden doyurucu olan Rus edebiyatında şimdi durağım Dostoyevski ve Tolstoy. Fakat bugün inceleyeceğim eser özelde Savaş ve Barış olacaktır. Genel bir incelemelere baktığım zaman ki ayrıca çevremdeki insanları dinlediğim zaman eser hakkında bir hayli yeise kapılmadım diyemem. Eserin kalınlığından gözü korkandan tutun karmaşık yapısı olduğunu ve olayları takip edemediklerini dile getiren hatta Savaş ve Barış romanının sadece çağının romanı olduğunu şimdiyi kapsamadığını dile getiren birçok kişiye tanıklık ettim. Yani bir konuda bazı yorumlara katılırım örneğin gerçekten roman çok uzun. Romandan kopmamak için günlük 100 sayfanın altına düşülmemesi gerektiği kanaatindeyim. Ve bütün kitaplarda olduğu gibi bu kitabı da okurken kafanız başka şeylerle meşgul oluyorsa eser gözünüze Everest gibi görünecektir ve zirveye tırmanamadan eteklerinde çakılı kalacaksınızdır diye düşünüyorum. Gelelim olay örgüsüne ve karakterlere. Karakterlerden başlamak gerekirse evet birçok karakter ismiyle karşılaşacağız. Kimi bize romanın sonuna kadar arkadaşlık edecek kimi de acı bir sonla bizi terk edecek. Yanılmıyorsam köşe yazılarından okuduğum kadarıyla 500’e yakın karakter varmış(saymadım :) ). Başta listeleme yapsam mı diye düşünürken daha sonra roman içine aldığında bunun gerekli olmadığını gördüm. Ki roman özellikle 7 aile üzerinden Rusya’nın içinde bulunmuş olduğu gösteriş budalası halini gözler önüne sermekte. Tolstoy’un olayları ele alış biçimi için şunu söyleyebilirim ki ‘abi adam nasıl yapıyor ediyor bilmiyorum ama tarafsız yazmayı gerçekten başarıyor’. Gerek içinde bulunmuş oldukları savaşı gerek Rusya tarafını gerek Fransız cephesini çok güzel bir şekilde ele alıyor. Romana karşı açıkçası benim önyargım sayfa sayısından karakter sayısından ziyade Tolstoy’un ele aldığı sınıftı. Kendime etiket yapıştırmayı sevmem ama eğer bugün bu kadar kitap okuduysam sebebi Dostoyevski (Suç ve Ceza)dir. Dostoyevski’nin eserlerini nasıl kaleme aldığını hemen hemen artık herkes bilir. Benim de bu yüzden edebi zevkim bu yönde şekillenmişti. Bu yüzden Tolstoy’un ele almış olduğu çevre bu yüzden bana itici gelmekteydi. Bana daha çok ezilmişlerin, köşede kalmışların ya da Oğuz Atay’ın da demiş olduğu gibi tutunamayanların hayatı lazımdı. Fakat bu eser beni bu konuda ters köşe yaptı. Evet eser ezilmişleri anlatmadı ama çok güzel bir şekilde o yüksek sosyetenin içinde bulunmuş olduğu kokuşmuşluğu gözler önüne serdi. Bu sadece sosyetede değil aynı zamanda toplum içinde belli başlı statüyü yakalamış olan komutanları da sundu. Hatta şöyle bir şey öğrendim ve bunu paylaşmak isterim. Rus edebiyatında sıklıkla karşılaşacağımız tasvirlerden birisi de yüksek zümrenin kendi arasında düzenlemiş olduğu eğlence ortamlarına komutanlarında davet edilmesi. Ve bu davete gelen komutanların sivil kıyafet yerine ordu kıyafetiyle gelmesi. Peki ne demek istedim? Düşünün ki o kadar çok gösteriş ve ilgi açlığı çamuruna batmışlar ki askeri üniformalarını çıkarmayı günahtan yada toplumsal değer kaybı yaşayacaklarından korkuyorlar. Ne demiştim evet Tolstoy çok başarılı bir şekilde yüksek zümrenin o gösteriş budalası hayatını gözler önüne sermekte. Ayrıca eserin sadece kendi yılını değil günümüzü de kapsadığını düşünmekteyim. Bir de şöyle bir mevzu var değinmeden edemeyeceğim. Direk Tolstoy’a Savaş ve Barış’la başlamayınız ya da Anna Karenina'yla. Tolstoy’u kronolojik bir şekilde okursanız emin olun nasıl üst düzey bir eser okuduğunuzu daha iyi kavramış olacaksınız. 1. Çocukluk 2. İlkgençlik 3. Gençlik 4. Aile Mutluluğu 5. Kazaklar 6. Kafkas Tutsağı 7. Sivastopol 8. Savaş ve Barış Şeklinde bir okuma yaparsanız emin olun yazarın derdinin ne olduğunu daha iyi anlamış olacaksınız. Çeviri konusuna gelecek olursak, ben İş bankası Tansu Akgün çevirisi okudum. İncelemem doğrultusunda Can yayınevi çevirisiyle paralel. Sadece bir konuda ayrılmışlar o da romandaki Denisov adlı karakterin ‘r’ leri söyleyememesi. İş bankası ‘r’ leri söyleyemeyen bir şekilde çevirmişken Can normal düz bir çeviri yapmış. Gelelim Yordam yayınevine. Mete Ergin’in üzerine bir şey demek haddime değil amma lakin eseri İngilizceden çevirmiş. Bu da tamamen okuyucunun kendi seçimine kalmış bir mesele. Yani çevirinin çevirisini yapmış. İletişimin Leyla Soykut çevirisini bilmiyorum ama Leyla hanım işinin erbabı olduğu için okunabileceği taraftarıyım. Ama iletişimin şu dipnot problemiyle yorulabilirsiniz. Yazımı eğer buraya kadar okuyup zamanınızı ayırdıysanız çok teşekkür ederim.
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921.2k okunma
·
74 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.