Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

324 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Çocukluğumdan beri ilk başucu kitabım Heidi yi okumamla başlamış büyük bir hayranlığım ve merakım var dönem ve güçlü kadın ikilisine. Tabi bu ikiliye muhteşem doğa&mekan arka fonunu da ekleyebilirim. Netflixte henüz popülerleşmediği zamanda kadın ana karakter ve Kanada’nın eşsiz doğasını trailerda görür görmez ve benim kalbimin yıldızları Çalıkuşu, Jane Eyre ve Heidi esintilerini de hissettiğimden mütevellit çok seveceğimden tereddütsüz emin bir şekilde izlemeye koyuldum. Anne’in hikayesini tek kelimeyle anlatmam istense bu “Naif” olurdu. Öyle sıcak öyle samimi öyle sarılmak istediğim bir hikaye ki. Tıpkı diğer kalbimin yıldızları gibi.. Kitabının Türkçeye çevrilmesini çok beklemiştim. hatta İngilizcesini almıştım dayanamayıp. Fakat yarı da kalmıştı çünkü dili zorlamıştı. Benim gibi önce diziyle tanışıp sonra kitabı okuyan bir okursanız şayet kitabı sevmekle sevmemek muallağına tutuşabilirsiniz. Çünkü dizisindeki diyaloglar ve atmosfer o kadar güzel işlenmiş ki kitabı sonradan okuyunca keyif almak için bir miktar zorlarken bulabilirsiniz kendinizi. Ama yine de Canım Anne’i bir de sayfaların içinde okumak güzeldi. Kitabı ya da dizisi farketmez ama muhakkak Anne ile tanışın. Kırmızı saçlarına, çillerine zayıflığına duyduğu küskünlüğü ile, hayal gücü için yeterli alan bulmak heyecanlarıyla, romantik duygulara olan zaafıyla, doğaya ve insana duyduğu güçlü bağıyla, suratınızda tebessüm bırakan uzun ve hisli cümleleriyle Anne’i tanıyın! Tanıdıktan sonra herkesle tanıştırmak isteyeceksiniz.. Hatta ara ara dizisini açıp 1900lerin Kanada’sına Prince Edward Island’ta Avonlea’ya Green Gables’a gözlerinizde hisli bir özlemle gitmek isteyeceksiniz.. Aşağıya Canım Anne’in romantik ve hisli bazı cümlelerini alıntılıyorum; “ Eve gidiyor olmak, orasının ev olduğunu bilmek ne güzel” “Kalanın yarısını Diana’ya verebilirim öyle değil mi? Eğer ona verirsem bana kalanlar iki kat daha tatlı olur. Ona verebileceğim bir şey olduğu düşüncesi beni mutlu ediyor” “Ah Marilla Ekim aylarının olduğu bir dünyada yaşadığım için çok memnunum. Eylülden kasıma atlasak ne kadar kötü olurdu. Şu akçaağaç dallarına bak. Seni heyecanlandırmıyor mu?” “ yirmi yasında olduğunu düşünmek dehşet verici Marilla. Kuşağa korkunç derecede yaşlı ve yetişkin geliyor” “Marilla ama nedense misafir odasında yatmak eskiden düşündüğüm gibi değil. Büyümenin en kötü yanı bu, artık anlıyorum. Çocukken istediklerinin çoğu onları elde ettiğinde büyüleyici gelmiyor “ “Mayıs çiçeklerinin yetişmediği arazilerde yaşayan insanlar için çok üzülüyorum. Diana, neye benzediklerini bilmezlerse onları önlemeyeceklerini söyledi. Bence en hüzünlü kısmı da bu. Mayıs çiçeklerinin ne olduğunu bilmeyip onları özlememek tam bir trajedi olurdu” “Ne harika bir gün” böyle bir günde hayatta olmak iyi hissettirmiyor mu? Bunu kaçırdıkları için henüz doğmamış insanlar adına üzülüyorum” “Beş dakika önce o kadar mutsuzdum ki hiç doğmamış olmayı diliyordum. Şimdiyse hayatımı meleklerinkiyle bile değişmem”
Anne of Green Gables
Anne of Green GablesL. M. Montgomery · MK Publications · 201715,3bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.