"Çoğu zaman
Kabzasında
İkimizin birden kavrama izleri olan
Uzun ve enli bir kılıç geliyor yanıma
Yoksa
Göksümü kaldırarak
Gökyüzüne doğru açtığım bağır
Darbe üstüne darbe yiyor
Kafa büyükülüğünde taşlarla
Doğru söyle hemşeri miyiz
Aynı kentin hamurundan değilsek
Nasıl kalkıyor haykırışımızdan aynı kuşaklar
Bir güruhsa yüzüstü kapaklanıyor
Bir gürbüz vakit suç ve günah dolu
Kaçak
Deli dolu
Kıstırıyoruz onu bir tenhada
Bir sen anlıyorsun bunu bir ben
Zaten ortada bir sen varsın bir ben
...
Doğru söyle çabuk söyle hemşeri miyiz
Boşuna mı bu kadar telaşlanışım
Yoluna baş koydu şahsım
Mırıldandığım dava yonttuğum heykel
Vurduğum gülbank
Bir hasret bu yağma bu soylu kıyım"
Sayfa 88 - Beyan