Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yaşayan Değerimiz
Hüseyin Avni Dede, 1954 İstanbul doğumludur. Sanki, otuz yıldır hep 60 yaşın üstünde gösterir. İstiklâl Caddesi'nin ve Beyazıt'ın en çok bilinen sûretlerindendir. Bir kez imam nikâhıyla bir evlilik yapar. Evliliklerinden çocukları olmaz. Ancak eşinin eski evliliğinden bir oğlu vardır ve onu büyütür. Zor günler; 1988'de eşini, ondan iki ay sonra da annesini kaybedişiyle başlar. Onların vefatından sonra babasıyla omuz omuza verirler. 1999'da o da vefat eder... Berbere en son, 1980'lerin sonunda gitmiştir. Uzaktan bakıldığında tuhaf giyinişi, uzun saçı ve sakalıyla bir sokak insanını çağrıştıran bu adam, kendisine yaklaşıldıkça upuzun saçları, rüzgârda savrulan sakalı ve insanın gözünün içine içine bakan haliyle ortaçağdan kalma bir dervişe dönüşür. İlhami Bekir Tez ve Muharrem Coşkun'un ardından şiiri sokağa saygıyla taşıyan son isimdir.. Her gün, 1970 yılından beri yaşadığı Kadıköy'den kalkarak Beyazıt'a gelip o çınarın altından bakar dünyaya, hayata ve insanlara.. Kadıköy'den Eminönü'ne geçerken sabah simidini martılarla, Çınaraltı'na gelince de öğle yemeğini kedilerle paylaşır. Hasılatının önemli bir bölümünü, şiir heveslisi gençlere çay ısmarlayarak tüketir.. Merhaba dediği bir insanı bir daha unutmaz.. Beyazıt'ta, Çınaraltı'nda eski para alıp satsa da, Hüseyin Avni Dede'nin esas işi şairliktir. "Şair ekmek satın alır, / fırıncı şiir okur mu?" dediği bir dünyaya sitemkârdır.. Yeşilçam'da figüranlık yapan, zaman zaman dizilerde görünen şairin, Beyoğlu izlenimlerini ve sahaflık hatıralarını anlattığı kitabı merakla beklenmektedir.. Beyazıt Camii, Beyazıt Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi giriş kapısı, Sahaflar Çarşısı, Çınaraltı, güvercinler, gidenler, gelenler,, tarihî dokuyla dalga geçen plastik sandalyeli çay bahçeleri, işportacılar, turistler, özellikle yıkılmış duvar pozundaki Rus kadınlar, taşra özeti şaşkın erkekler ve Hüseyin Avni Dede.. Hepsi Beyazıt meydanıdır. Tarih denilen kavramın böylesine hor kullanılıp böylesine kolayca bitirilemediği yer.. Belediye, Beyazıt Meydanındaki işportacılarla mücadele kapsamında, meydandaki Çınaraltı'nda yaşayan, çalışan Hüseyin Avni Dede'yi de yerinden eder. Şiir kitaplarına, eski paralarına, fotoğraflarına zabıta tarafından el konulur.. Mallarını almak için zabıtaya gittiğinde, kendisine kitapları için, "imhaya yollanacak!" denilir. Çınaraltı ve Hüseyin Avni Dede öyle bir fotoğraf, öyle bir hikâyedir ki, yolu oralara düşenin içine kendiliğinden giriverir. Şiir yazması, uzun saçlı bol yüzüklü olması değildir onu ilginç kılan. Onu ilginç kılan, kiralamadığı, satın almadığı, gasp etmediği bir mekânı güzelleştiren duruşudur.. Sonra, on bini aşan bir imza kampanyası sonrası, Hüseyin Avni Dede'ye çınarı geri verilir. Çınaraltı'nı o kollayıp gözetler.. O da bütün şairler gibi gitme ustasıdır. Gidileceği zaman, kendiliğinden bilir..
Keman Çalan Ölüler
Keman Çalan ÖlülerHüseyin Avni Dede · Üç Çiçek Yayınevi · 198510 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.