King LearKing Lear dram dolu yer yer de komedi sahneleri olan trajik oyunlardan biri. Oyunun olay örgüsü az çok bilinse de fark edilmesi gereken birden fazla anlamlar ve dersler vardır. Shakespeare hiç bir oyununu rastgele yazmamış, tam tersi yaşadığı çağın durumlarından etkilenerek mecazi anlatımlarla gerçeği hep aktarmıştır. Onu da en ünlü yapan özelliklerinden biri budur: Gerçeği mükemmel denilebilecek bir dille nesillere aktarması.
Oyunun içeriğine dönersek yorgun ve yaşlı olan kralımız krallığını kızlarına bölüştürmek ister. Ne var ki isteği bir o kadar gariptir. Beni ne kadar çok sevdiğinizi gösterin der. Böyle bir şey mümkün müdür peki? Sevgi süslemeli, güzel sözlerle ifade edilince mi o sevginin gerçekliği var olur? Üç kız kardeşten ikisi süslemeli dile başvursa da biri sessiz kalır. Sevgiyi dile getirmek onun sevgisinin büyüklüğü yanında hiç kalır çünkü. King Lear maalesef ki yanılgıya düşer ve öven kızları onun gözüne girmeyi başarır. Kral daha sonra bu kararının pişmanlığını yaşayacaktır elbelt. İki kız kardeşin kıskançlığı ve kötülüğü kendi sonlarını getirse de başkalarını da kötülüğe sürüklemeyi başarmışlardır. Kral iyice aklını yitirirken The Fool karakteri ise ironik bir şekilde krala açıkca gerçekleri söylemeyi görev edinmiştir. Komedi kısmı için Fool karakteri kullanılmış ve oyunda gerçekten de güldürücü özelliğini taşımıştır.
Kralın farkına varamadıkları gerçekler oyunun sonunda ölüm törenleriyle sonuç bulur. Son pişmanlığın fayda etmeyeceği gibi oyunun sonunda hüzün perdesi iner. Oyunda aslında en sadık rolü üstlenen karakter Kent'ti. Hiçbir zaman kralın yanından ayrılmadı ve görevini sonuna kadar yerine getirmiş oldu.
Hayatlarımızda unutmamız gereken en önemli şeylerden birine sürekli değinilmiştir. Görünüş, iyi niyet ve güzel sözler kişiyi aldatmamalı. Karakterlerin elbeltte gerçek yüzü ortaya çıkar en sonunda. Önemli olan ise en son anda fark edince belki iş işten geçmiştir. Görünüş aldatıcıdır ama kötü niyetler o kişinin sonu olur.