Gönderi

Şimdi Asya'nın buz kesen bozkırlarında üşüyen öğretmenleri görünce; köylerinde, kentlerinde anne babaların yanında sımsıcak yuvalarında olması gereken insanları bu soğuk gurbetlere düşüren nedir diye düşünüyorum. Ömürlerinin baharında on binlerce genci, sevgililerinin siyah gözlerine koşar gibi Asya'nın bozkırlarına, ya da Afrika'nın kızgın çöllerine koşturan sevda nedir? Bir Leyla gibi sevdikleri köylerinden kasabalarından neden uzaktalar? Bazıları niçin grubu olmayan gurbetlere gömülmeyi vasiyet etti? Niçin, bazılarının mezarları mavi gökler ülkesi. Moğolistan bozkırlarında, bazılarının Afrika çöllerinde, Hint Okyanusu'nun kenarında? Niçin, öğrencisini kurtarmak Ural'ın azgın sularına atlayan Yasin'imiz, şimdi az ilerimizde Tanrı Dağları'nın eteklerinden uçsuz bucaksız bozkırları seyrediyor? Bir dilenciye para vermekten yüksünen nice iş adamlarımız neden kendilerini cömertlik okyanusuna salıverdiler de; dallarına bahar değen bir ağaç gibi, cömertlik suyu yürüverirdi damarlarına? Sahi ne oldu, ne değişti bu insanların hayatında?
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.