Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Stendhal & Napolyon
Stendhal gençliğinde Napoleon’a "fevkalâde bir adam, şana ve şöhrete vurgun ve Cumhuriyete zaferler sağlamak için yanan bir in­san" olarak çok hayran olmuştu. Kırk sene sonra şöyle yazıyordu: "İtalya savaşlarını, cereyan ettiği yerlerde incelemek fırtsatı elime geçti; 1800'de hizmet ettiğim alay, Cheraseo, Lodi, Crema, Castiglione, Goito, Padoue, Vicence vesairede kaldı. Yalnız 1796 seferinden sonra, Napolyon’un savaş alanlarının hemen hemen hepsini bir gencin bütün heyecaniyle gezdim; ben bu sahaları onun emirleri altında savaşmış askerlerle, onun şan ve şerefine vurulmuş o memleket genç­leriyle dolaştım... 1797'de, onu ihtirasla ve hudutsuz bir şekilde sev­mek mümkündü; henüz memleketinin hürriyetini çalmamıştı: yüzyıl­lardan beri bu kadar büyük hiçbir şey görülmemiştir" ... Napoleon’un taç giymesi ve tak­disi ona tiksindirici düşünceler ilham ediyordu; “Bütün şarlatanların bu kadar göze batar bir şekilde elele vermesine, dinin gelip istibdadı takdis etmesine ve bütün bunların insanların saadeti için yapılma­sına!” karşı nefret duyuyordu.
·
2 görüntüleme
Yeşim okurunun profil resmi
Galeano' nun kitabından dipnot; ( Kucaklaşmanın kitabı, sayfa 124/ Başlık: Unutuş/3) Herkes öğrensin.. Fransız Karayiplerin'de tarih kitapları, Napoléon'u Batı'nın en şanlı savaşçısı olarak yazar. 1802 yılında Napoléon bu adalarda köleliği yeniden kurmuştu. Özgür siyahları ateş ve kılıç gücüyle yeniden büyük çiftliklerde köle olmaya zorladı. Tarih kitapları bundan hiç söz etmezler: Siyahlar Napoléon'un torunlarıdır, kurbanları değil.
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. :) Bununla birlikte bence köleliği geri getirmesi, şanlı bir komutan olmasına mani değildir. Bu noktada Galeano'nun yaptığı üstü örtük eleştiriye karşıt bir dipnot düşmüş olayım.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.