Gönderi

ŞAMAN DESTANI
Tanrı uludur, Tanrı uludur Şaman Tanrı’nın özel kuludur Kuşkusuz bilirim bildiririm Toplayan ve toparlayan Bu şaman davuludur Şaman gelir Od gelir duman gelir Aslında zaman gelir Yanan yakılan zaman Hak makamı yükseklere sunulan Şaman od’un tinini bilir Yalımında gizli cin’ini bilir Dumanın iletisi ondan sorulur Yürek yangınını da eğitir şaman. Haydın yanmaya Haydın yanmaya Somunca Mutluca Yeterince Demir gibi deminde Tam andır Şaman bir başka boyuta geçer Ezberinde binlerce dize Hadsiz-hesapsız imge Şaman soyuta geçer Tasvirinde üç evren Aydınlık Karanlık Erinç. Şaman’da bilinç Otacı, büyücü, derin düşünür. Dans trans, dans trans, dans trans Şaman bu dansı bana lütfeder misin? Doruğa esti doruğa Bulut yuvarlayan Tanrı’ya doğru Estikçe esine geldi yetmiş yedi dağ Okuyup zamana üfleyecek Irk Bitiği’nden şimdi yazgılar ırklayacak Elinde Yada Taşı doğaya hükmedecek Yağmur dökecek kuraklara Coşa gelmiştir Şaman coşa Coşa gelmenin “ku” hali coşku Bir esriklik, bir deli-tepek “Atam gök, anam yer” Hüner hüner hüner… Soluk soluğa soluk soluğa soluk soluğa An be an Özüyle çarpılan Şaman. Gizli geçitlere açar verildi Tanrı Ülgen’e Türkçe varıldı. Tanrı Ata, sütlendir kısraklarımızı İneğim hep dişi doğursa Dar otlaklar geniş olsa ne olur? Bayram olur bar verse ağaçlarım Arılarım balla doldursa peteklerini İki omzumda güvenç iki boz kartal Develerim bozlak bozlak bozulasa ne olur? Deve yeleli yüce Altay’a benzer Bulut yüzlü akbaşlarım olmalı Altın yargı ver ulu Tanrı Gönenç ve bereket versen şölendir. Yörük atın kuyruğunu tel kıldım kopuzuma Sesine fırtına gibi gelsin erlerim Yurdum yurdum yurdum İçlemine bakın içlemine bu kutsal sözün: Ana kucağı Ata ocağı Yar dudağı. Toprağı geldiğim gideceğim Geçmişimdir ulu ağaçları kökünden yaprağına dek Yoldaşımdır yerin altını Göğün katını bilen suları Ve esen yelleri kulaklarımda ulak Şaman’lık dolusunu içtiği o ırmak kıyısında Duman ayrılık duman ayrılık Uzaklar yakınlar hep göreceli Şaman gözün gördüğü Gönlün umduğu her yerde artık De ki zaman içinde. Dağlara arkalanıp ne zaman nârâ atsam Ne zaman bir deli yel esse şu içerimde Gün dolansa önüm sıra Ay donanıp sevgilim olsa Kar kürtükleri eritsem sevda ateşlerimde Toprak koksam yağmur sonralarında Özümle, izimle, yüzümle anlaşırım Tarihi bugüne taşırım Şamanlaşırım.
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.