böylesi büyük müymüş göğüs kafesi böyle mi sevilirmiş sevince
.
koptuğunda bağından ölümüne uçmaya
yunus sesini tutunup
bir tas su yuğdunğunda
akça kızın elleriyle sararmış sevdiği
.
çöllerde kaybolurmuş izsiz nefesiz rüzgara savrulurmuş kırmızıda arınıp şalından soyunurmuş boşluğun büyüsünde
bir kaseye doldurup zamanları
havaya savururmuş
.
dağa taşa konsun diye aşk
gemi bacasında is olur, sarmalarmış dünyayı
ancak dönüp dolaşıp renklerin indiğinde
yüreğinde bulunmuş yine sevdayı