Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bir düşün ! İçine sor ve bir düşün ! Hiç sevemediğim, kabul etmesi zaman alacak gerçeklerim. Kendimle savaşım.. Düşmelerim..Yenilgilerim.. Acım..Hüznüm.. Kırılmışlıklarım..Kabul edemeyişlerim.. O zaman ne yapıyoruz şimdi ? İçimize attığımız her şeyi, yuttuğumuz o sözü, zamanında gösteremediğimiz tepkiyi, kırılmasın diye sakladığımız öfkeyi gün yüzüne çıkarıyoruz. Çıkaralım ki geçsin, bitsin, tükensin. Geri saydım.. Dünyayı sessize aldım. Benim dışımda ki her şeyi.. Görmek için, duymak için, anlamak için. Kendimi bulmak için en çok.. Yüzleşeceğim... Sırayla.. İçimin acısından bahsetmek istiyorum. İçim diyorum belki de kalbim.. Bunu yaparken ilk önce beni acıtan şeylerin köküne indim. Kabul ettim. Neden ben demeden. Hayatın anlattığı bir şey var evet yaşadım bunu diyerek. Kaçmadan, çok zorlandığım zaman ara vererek ama. Zaman dilimi önemli değil bir süredir beni çok mutlu eden şey ile beni çok üzen bir şey arasında sıkışmış haldeyim. Beni bu denli mutlu edip bu şekilde yerden yere vuran şeyin aynı duygu, aynı insan olması garip mi değil mi bilmiyorum. Yüklediğim anlam ile ilgili sanırım. Müdahale edemiyorum. Etmek istemiyorum çünkü yoruldum. Belki ayakta durmaya çalışmaktan belki güçlü olmaya, dik durmaya çalışmaktan. Sahi ben güçlü olmak zorunda mıyım ? Yıkılamaz mıyım dağılamaz mıyım ? Ya buna çok ihtiyacım varsa ? Aman zarar görmesin, aman yanlış anlamasın, aman üzülmesin diye çaba harcamaktan yoruldum. Yolumdan yürüyemedikçe yoruldum. İçimden geldiği gibi davranamadıkça, gitmek isteyip gidemedikçe yoruldum. Bu durumda o ne der, bana yakışır mı ben böyle hissedemem dedikçe yoruldum. Sevdiğimi görsün beni anlasın dedikçe yoruldum. Planlı şeylerden, zorunluluklarımdan yoruldum. Uğraşmaktan, boşa kürek çekmekten, anlaşılmamaktan yoruldum. Dinlenmek istiyorum biraz durmak sonra. İçime ses vermek kalbimin izinden gitmek. Tamamlanmamış işlerimi yoluna koymak, söylenmemiş sözlerimi söylemek. Omuzlarımdaki hayat yüklerini biraz indirmek istiyorum. Öyle durayım sakin sakin soluk alayım. Hazır olduğumu anlayacak kadar zamana ihtiyacım var koşmadan yetişmeye çalışmadan izah etmek zorunda kalmadan. Çabasız, onaysız kendim olarak... Düşüyorum ağlayamıyorum.. Sıkılıyorum söyleyemiyorum... Yoruluyorum anlatamıyorum. Israrla anlamak istemiyorlar, sesim ulaşmıyor belki. Aynı dili mi konuşamıyoruz ya da ? Anlaşılma ihtiyacım peki ? Bu kadar mı önemsiz ? Bu kadar mı değersiz beni ben yapan şeyler gözünde ? Ben bu kadar mı yoktum ? Bu kadar mı önemsizdim ? ( Bu bölümün sonu gelmez) Peki beni ayakta tutan sevgi ? Hep böyle can mı acıtıyordu? Gidemeyenlerin canı bir yerde başka yanmış, gidenlerin canı çok başka yanmış. Kalan gidene suç bulmuş giden kalanla savaşmış. Ne garip.. Biraz da beni en çok zorlayan gecelerden bahsedeyim. Uyuyamaktan. Bir gecede bin yıl yaşlanmaktan. Gözlerimi kapatıyorum aynı yüz olmadı açıyorum aynı yüz. Kalkıyorum iki satır okusam kendime gelirim diyorum olmuyor her satır aynı yere çıkıyor. Uykuya yenik düşüyorum bir süre sonra. Rüyalarıma esir oluyorum. Gülüyoruz konuşuyoruz hiç yabancılaşmamış gibi. Sonra uyanıyorum.. Ne o güzel gülüş ne ezbere bildiğim o güzel bakış. Sil baştan... Çok mu zorluyorum kalbimi diyorum, üzerine çok mu düşünüyorum. Olan olacak yaşanacak olan yaşanacak diyorum. Vaktinden önce doğmuyor güneş diyorum. Sonra bir şarkı çalıyor bir şey oluyor. Sil baştan.. Sonra kendime merhametim azalıyor. Sabrım tükeniyor. Hakettin diyorum. Otur, üzül, ağla, yıkıl diyorum. Sen açtın sonuna kadar kapıları sızlanma diyorum. Sonra o sevginin güzelliğine kıyamıyorum. Yeniliyorum. Bunların sessizce içimde yaşanması..Kendimle savaşım bitmez benim. Çok yaram var biraz anlatayım sana. Bilmen gereken kadarını. Canımı acıttığın kadarını. Sana gelen kapılarımı kendi ellerimle ağlaya ağlaya kapattığım kadarını. Hazırdım biliyor musun arkama bakmadan koşmaya. Yan yana olursak her şeyi aşmaya. Birçok şeyi geride bırakmaya.. Düşünmeden, hesap yapmadan sadece hissederek yaşamaya.. Kendime getirdi tokadın. Bu kadar hevesle alışkın olduğun o çorak topraklara koşuşun. Alıştığın hayattan kopamayışın belki de. Suçlamıyorum yine de hak veriyorum üstelik...Sığındığın, kopamadığın o ev daha renkli belki.. Daha gösterişli, daha özgür hissediyorsun içinde. Daha telaşsız daha kendin olabiliyorsun ya da anlıyorum. Kızmıyorum... Gitmek istedin ve gittin. Seni daha fazla tutacak gücüm de yoktu benim. Peki ben iyi miyim böyle ? Hissetmiyorum. Pişman değilim sadece. Canım yanıyor biliyorum. Yerle bir olacağı günü bekliyorum bunca duygunun. Belki seninle ilgili gelen bir haberle belki de benim hayata karışmamla... Hala hayal kuruyorum ama dört bir yanını seninle süslediğim. Mesela en son ne hayal ettim biliyor musun ? Buraya çok yağmur yağdı geçen günlerde. Hadi ıslanalım, arınalım dedim tüm bu dayatmalardan içimizden geldiği gibi koşalım, gülelim. Sonra sen yine bana öyle güzel bakardın belki. Yine elimi tutardın yol boyu bırakmazdın. Ne çok isterdim bizi birbirimize bağlayan o hayat bağlarının kopmamasını... Çok sıktım kendimi senden sonra. Hani dedin ya ben gidiyorum birazdan onunla buluşacağım diye. Sana gelecek yolları o denli bozdum o denli yıktım. Yağmur oldum yağmadım. Öfkemi yuttum. Acımın çığlığını kestim. İçime bu dolmuşluğu ben koydum anlayacağın. Sözlere dökmedim içimden de sökemedim. Durmak isterken koştum. Sana öfkemden gözyaşımı tuttum. Yine sana kıyamadım da en büyük kötülüğü kendime yaptım. Sonra taştım, yazdım, ağladım. Konuşursam, kaçmazsam, yaşarsam geçer belki İçimin denizlerinin limanı sensin yine. Sığındığım, dinlendiğim ve hep sevdiğim. Bunu yaşamamı isteyen gücün vardır bir bildiği diyerek kaderciliğimin ardından sesleniyorum sana. Ben duvar değildim sen de yalan değildin. Yolunu kaybetmiş kendimi anlatmak istedim sana. Umarım satırlarımla buluşabilirsin ..
Geçecek mi?
Geçecek mi?Gökhan Çınar · Destek Yayınları · 2018557 okunma
··
594 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.