Alacakaranlık serisinin seveni de çok,sevmeyeni de.Ben naçizane sevenler tarafındayım.Filmi kitaptan çok sonra seyrettim.Seyretmeden önceki aklımdaki Edward karakteriyle filmdekini bağdaştırmak-benim açımdan-kolay olmadı.Yine de benzerleri arasında iyi bir filmdi.Bella için ise bir şey diyemiyorum.O kitapta da filmde de biraz saf yolluyduHer tutulmuş seride olduğu gibi bunun da hikayenin diğer ana karakterin gözünden anlatıldığı bir kitabı var.İşte bu Gece Yarısı Güneşi ve eylülde okuduklarımdan paylasacağım son kitap.Kitap,tabi ki,Edward’ın gözünden anlatılıyor.Ana seride okuldaki romantik gördüğümüz (Daha çok Bella’nın gördüğü diyelim.)hareketler aslında aslanın avı karşısındaki dansından başka birşey değilmiş.Sayfalarca Edwardın ,Bella’yı nasıl avlayıp kanını içeceğini;bunun için kaç kişiyi feda edebileceğini okuyoruz.Eğlenceliydi.O dünyaya dönmek hoşuma gitti.Tanıdık,eğlenceli ve pek tabi romantikti.Kesinlikle bir sansı hakediyor.Zevkle tavsiyemdir.