Gönderi

Paskalya Adası'nın sömürgeleştirilmesi, insan yerleşimlerinin dün­yaya yayıldığı uzun sürecin son aşamasında gerçekleşti. Adaya insan­ların ilk kez 5. yüzyılda gittiği düşünülüyor; yani Batı Avrupa'da Roma Imparatorluğu'nun çöktüğü, Çin'de Han Hanedanı'nın yı­kılmasıyla başlayan kaosun 200 yıldır sürdüğü, Hindistan'da kısa ömürlü Gupta Imparatorluğu'nun sonunun yaşandığı ve Orta Amerika'daki birçok bölgenin büyük Teotihuacan kentinin hakimiyeti altında olduğu bir dönemde. Adanın ilk sakinleri, engin Pasifik Okya­nusu boyunca yapılan büyük keşif ve yerleşim sürecinin bir parçası olan Polinezyalılardı. Ilk Polinezyalılar Güneydoğu Asya'dan gelmiş ve MÖ 1000 yıllarında Tonga ve Samoa adalarına ulaşmıştı. Ardın­dan doğuya ilerleyerek MS 300 yıllarında Markiz Adaları'na gelmiş; oradan da iki ayrı yöne giderek,5. yüzyılda güneydoğudaki Pas­ kalya Adası'na ve kuzeydeki Hawaii Adaları'na varmışlardı. Bu hare­ketin son aşamaları, yaklaşık 600 yılında gittikleri Society Adaları ve yaklaşık 800 yılında gittikleri Yeni Zelanda'ydı. Bütün bu yerleşimler tamamlandığında, kuzeyde Hawaii'den güneybatıda Yeni Zelanda'ya ve güneydoğuda Paskalya Adası'na kadar uzanan dev bir üçgende, başka bir deyişle, günümüzdeki Amerika Birleşik Devletleri'nin iki katı büyüklükte bir alanda yaşayan Polinezyalılar, dünyanın en ge­niş alana yayılmış halkıydı. Insan, bitki, hayvan, yiyecek taşıma ve korumada kullanılan geniş bir merkez platformla birleştirilmiş çifte sandallada yolculuk ediyorlardı. Bu yolculuklar, dikkatle tasarlanmış sömürgeleştirme hareketleriydi ve Pasifik'teki hakim rüzgarların batı­dan doğuya gidişi zorlaştırmasına karşın yapılabildiği için, Polinezya­lıların denizcilik ve gemicilikte çok başarılı olduklarını gösteriyordu. Paskalya Adası'nı keşfedenler, kısıtlı kaynaklara sahip bir dün­yayla karşılaştılar. Burası aslında volkanik bir adaydı ama üç ya­nardağ da, Polinezyalı yerleşimcilerin gelişinden en az 400 yıl önce sönmüştü. Hem sıcaklık hem de nem oranı fazlaydı ve toprağın elve­rişli olmasına karşın drenaj sistemi çok kötüydü. Adada, sürekli akan bir ırmak bile yoktu ve tek temiz su kaynağı, sönmüş yanardağların içindeki göllerdi. Adanın her yere uzak olması nedeniyle çok az sa­yıda bitki ve hayvan türü bulunuyordu. Otuz yerli flora türü, birkaç böcek, iki tür küçük sürüngen vardı ve hiç memeli yoktu. Adanın çevresindeki sularda hemen hemen hiç balık yaşamıyordu. Adaya in­sanların yerleşmesi de bu durumu değiştirmedi. Polinezyalılar, kendi adalarında da çok sınırlı sayıda bitki ve hayvan türünden yararlana­ rak yaşamlarını sürdürüyordu: Evcil hayvanları tavuk, domuz, kö­pek ve Polinezya faresinden ibaretti; temel ekinleri ise hintyerelması, kulkas, ekmekağacı, muz, hindistancevizi ve tatlı patatesti. Paskalya Adası'na yerleşenler, yanlarında sadece tavuk ve fare getirmişlerdi. Iklimin, ekmekağacı ve hindistancevizi gibi yarı-tropikal bitkiler için fazla sert, besinlerinin temelini oluşturan kulkas ve hintyerelması için de son derece elverişsiz olduğunu kısa süre içinde anladılar. Bu koşullarda, tatlı patates ve tavukla sınırlı bir beslenme tarzını benimsemek zorunda kaldılar. Yeterli derecede besleyici olmasına karşın tekdüze seyreden bu beslenme biçiminin tek yararı, tatlı pa­tates ekiminin zor olmaması nedeniyle, başka etkinliklere ayıracak zamanlarının kalmasıydı. 5. yüzyılda adaya kaç göçmen geldiği bilinmiyar ama bü­yük olasılıkla sayıları 20 ya da 30 geçmiyordu. Nüfus yavaş yavaş arttıkça, Polinezya'nın diğer bölgelerindeki toplumsal yapılaş­ma türü benimsendi. Temel toplumsal birimler, ortak sahibi oldukları toprakları birlikte eken geniş ailelerdi. Birbiriyle yakın ilişki içinde olan aileler, birleşerek soyları ve klanları oluşturuyorlardı; her klanın kendine ait dinsel ve törensel merkezleri vardı. Her klanın liderliği, çeşitli etkinlikleri düzenleyen, yöneten ve yiyecek gibi temel madde­lerin kabile içindeki dağılımının merkez noktasını oluşturan bir reis tarafından yürütülüyordu. Paskalya Adası'ndaki büyük gelişmeleri de çöküşü de hazırlayan etken, kabileler arasındaki bu düzen, rekabet ve büyük olasılıkla da çatışmalardı.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.