Twilight film ve kitaplarının bir fanı olarak ve benim gibi Alacakaranlık fanları 12 yıl boyunca bu kitabın çıkmasını bekleyip durduk ve sonunda yazar okurlarını kırmayıp ilk kitap olan Alacakaranlık kitabını bu sefer Edward Cullen'ın bakış açısından yazıp biz hayranlarına sundu :D ve açıkçası söylemem gerekirse Gece Yarısı Güneşi >>>> diğer Alacakaranlık kitapları dersem hiçte yalan olmaz. Bella'nın bakış açısından okumakta güzeldi fakat Edward'ın bakış açısından okumak fevkaladenin fevkindeydi <3 Bu kitabı okuyana kadar Edward'ın bu kadar derin bir aşk beslediğini düşünmemiştim hatta Bella'nın bir repliği var ''Kimse seni benim seni sevdiğim kadar sevmemiştir,'' diye hah senin sevgin Edward'ın sevgisi yanında halt etmiş be keşke Edward'ın aklını okusan da görsen sana olan o büyük aşkını :D
Bu kitapta Cullen ailesi ve Edward'ın geçmişi hakkında da baya bir bilgi ediniyoruz nasıl vampire dönüştüler kimler ne zaman nasıl aileye katıldı. Bella'nın, Edward'ın vampir olduğunu öğrendiğinde bu durumu doğal karşılaması sonucu Edward'ın Bella hakkındaki düşünceleri ki bende aynı düşüncedeyim :D Edward'ın çok güzel düşünceli ve espritüel düşünceleri var ve bu kitap sayesinde Emmet karakterini daha da çok sevdim <3 Ayrıca Bella'nın babası Charlie hakkında da ufak ama Bella'nın durumunu anlamamıza neden olacak bir detayı öğrenmek güzeldi ve Jacob'ın aklındaki düşünceleri Edward sayesinde okumamız hoştu. Tabi birde Bella'nın okul arkadaşlarının düşüncelerini de duyduk özellikle Jessica ve Mike karakterlerini zaten sevmiyordum bu kitap sayesinde nefret ettim.
Kısacası ben bu kitabı okurken hiç bitsin istemedim Edward'ın düşüncelerini okumak ona tekrardan aşık olmamı sağladı böyle naif, kibar ve böylesine büyük bir aşkla sevmek isteyen bir erkeği kim istemez müthişti. Umarım yazar bizleri kırmayıp diğer kitapları da Edward'ın bakış açısından yazmayı kabul eder her ne kadar yazmayacağım dese de. Ki bu kitap içinde yazmayacağım demişti :D O yüzden ümidimi kaybetmeyeceğim bir 12 yıl daha beklemeye razıyım yeter ki yazsın :D