Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Ali Lidar... Bir Zonguldak yolculuğu sırasında tanıştım. Çok umutsuz bir yolculuktu. O gün şey demiştim. Beş dakika görsem. Beş dakikacık. Bir saniyeye bile razıydım oysa.. Gün sonunda sahile iki sandalye atsak mı yine seninle ? Sen denize bakarsın ben benim denizime. Ah keşke tüm umutsuzluğumu gün sonunda bıraksam o serin sulara. Sahi çok mu zor ? Çok mu zor bir şekilde aynı yolu bulmak ? Çok mu zor biraz daha çaba harcamak ? Yük mü sana ya da ? Benim acısına bile seve seve katlandığım o his yük mü senin omuzlarına ? Bir sürü cümle var kuracağım, söyleyeceğim... Belki birazını kendime saklayacağım. Durmaksızın yol almak gibi.. Uykusuz kalmak gibi düşün ya da. Buna tek bir söze günlerce üzülmeyi, bir bakışla sanki ömür boyu avunacak kadar hassas bir kalbi de ekleyebilirsin. Ya da hiçbirini düşünme boşver. Bu kadar şeyle ne halt edilir ben de bilmiyorum inan. Gözlerimi kapatmak istiyorum sadece sımsıkı... İçimdeki tüm o boşluğu doldurabilirim mümkünse eğer. Şanslıysam eğer. Güçlüysem eğer.. "Hiç mi özlemiyorsun" demiş yazar ? Hiç mi özlemiyorsun ? Ne bileyim bir şarkıda mı çalmıyor hatırlatan ? Adım geçmiyor mu saçma sapan bir yerde ? Bir şeye sevinince paylaşmak istemiyor musun ya da dibe batınca ellerimi aramıyor musun ? Kafamın içinin karınca yuvasından farkı yok. Meğer ne çok şey biriktirmişim yok saymak çözüm olur sanıyordum. Konuşmazsam, iki satır karalamazsam deftere öylece gider etkisi azalır sanıyordum. Ne kadar yanılmışım. İçimin acısı kalbime nasıl yük olmuş. Dile getirmediğim her şeye esir olmuşum. Normal şartlarda ya da daha doğru ifade ile eski ben olsam anlayana kadar karşımdaki konuşurdum. Bir şeyleri değiştirmek adına değil bu konuşma onun anladığından emin olmak için. Ama yorulmuşum halim kalmamış. Üç yıl önce kötü bir olay yaşamıştım. Beni aşan bir şey. Bir iki kişi dışında bahsetmediğim sabahlara kadar kendimi yediğim bir olay. Nuray' a gitme kal bu gece tek kalmak istemiyorum dedim. ( Kara kutu :) Her şeyimi en ince detayına kadar bilenim :) ) Kırmadı beni. O gece hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. ( Yazarın sigaradan bahsetmesi bu anıyı aklıma getirdi ) Sabaha kadar konuştuk, ağladık, sigaraya mı sarıldık ne yaptık bilemedim :) Konuştukça hafifledim ağladıkça yenilendim. Ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi süslendik püslendik dışarı çıktık. O sigaranın kokusu ne zaman böyle dibe vursam burnuma geliyor. Yine bazı taşları oynatmış -ım- ( lar) hayatımda. Kızlar da var tabi. Çok fazla belli de edemiyorum. Koku burnumda. Hiç yakıştırmazlar bana sigaraymış, kendini kaybetmelermiş falan. ( Bu benim hep güçlü olmalıyım algımdan ) Tabi Nuray anladı. Hadi bu akşam içelim dertleşelim sana sigara da alayım zaten içmesini beceremiyorsun diye dalgasını da geçti. Bir güzel dağıldık, konuştuk, ağladık. Kendimi sıkmadım. Saklamadım yaralarımı. Kırıl, ağla, dağıl, üzül dedi. Seni sen yapan bu hassas kalbin sakın onu görmezden gelme dedi. Dinledim onu... Ama sonra yine kafama buyruk. Al ne oldu işte dolup taştım. Acı çekmeyi kendime yakıştıramıyorum. Belki gururuma yediremiyorum bilmiyorum. Hastalıkmış gibi böyle olursam kalabalık beni ezer geçer gibi. Güçsüzlüğe tahammülüm yok ki benim. Sonrası malum zaten. Kendi kırıklarını kendi toplayan bir Meltem...( Kimin sebep olduğu hiç önemli değil en büyük yarayı kendi cephemden alıyorum ben ) Ölçüyü tutturamıyorum. Ölçüsüzce yaşayıp ölçüsüzce seviyorum. İşte sonra ölçüsüzce sap gibi kalıyorum... Lise yıllarımda da böyle oldu. Bir adam sevmeye kalktım. Her şey elimde kaldı. Beceremedim. Belki de ben beceremiyorum. Belki o zamandan kalma bir yıkıntı bu altında kaldığım. En güzel çağlarda yanlış adama denk gelmek... Aşık olmak değil de harcanmak... Çok takılmamıştım o dönemde. Ama etkisi kalmış. Biraz, çok, çok fazla. Sesi soğuk geldiği zaman ürkerdim. Biraz donuk olsa içinden geçen her şeyi keşke bilsem derdim. Bir gün uyansam ve olmasa gün nasıl geçer derdim. Bir gün uyandım yoktu günler geçti... Geriye baktığımda gülüyorum. Ona bir kere bile sana aşığım demedim.. Demedim çünkü bir gün aşık olursam bunda tereddüt yaşamam dedim. Yaşamıyorum. Ben kendimi en iyi on sekizimde tanımışım :) ( bu konuya nerden geldik bilemedim ) Geçen gece bunların hepsini düşündüm. Açtım müziğimi yaktım mumları. Konuş, yüzleş dedim. Benim hayatımda affetmediğim kimse yok onu farkettim. Herkese içindeki iyilik kadar güzel bir hayat diledim. Biri için yapamadım bunu sadece tek biri için. Ona ne zaman içinde olmadığım bir mutluluk, bir hayat dilesem kalbim acıyor. Sabah 5 :) Ah dedim nasıl güzel uyuyordur şimdi.. Yanağına bir öpücük kondurdum. Hissetmiştir umarım...
Tesirsiz Parçalar
Tesirsiz ParçalarAli Lidar · Ithaki Yayınları · 20165,1bin okunma
·
191 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.