Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Gönderi
Kusursuz Elmas |2/5|
Wattpad uygulamasının, uygulamayı yapanların aklına getirmediği bir faydası oldu bizlere diye düşünüyorum. Bize yeni bir tanım biçimi sundular. “Wattpad kitabı gibi.” Bir kitabın nasıl olduğunu, bu cümleyi kurarak anlatabiliyorsun. Bu, bir kitabı tanıtmak ve hakkında konuşmak konusunda kolaylık sağlasa da uygulamanın imajı için pek iyi değil. Lâkin her güncelleme ile kendi topuğuna sıkan bir uygulamanın imajı da kimin umurunda olabilir ki?
Kusursuz Elmas, Sarai’den beri okuduğum en Wattpad kitap. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise ana karakterimizin aşk romanları okuyan, içedönük bir kişilik iken hayatına aniden “Kaslı-takımelbiseli-sertbakışlı-yakışıklı,” birinin bombalama tarzında dahil olması. Ekstradan, anlatım da kitaba karşı yaptığım sınıflandırmada büyük bir etmen ama ona sonra geliriz.
Konumuz, yukarıda dediğim gibi. Island isimli ana karakterimiz (Kitapta karakter kendi isminin Island olmasını garipsiyor halbuki Türkiye’de kaç tane Ada isimli kız var) bir gün eve döndüğünde karşısında March’ı buluyor. March, bir elması aramakta olan ve arayışına yardımcı olacak bilgilere sahip olduğunu düşündüğü için Island’ı ziyaret eden bir… kişilik.
Şu Stockholm sendromunun ne ekmeğini yediler ne ekmeğini yediler gerçekten inanamıyorum. Her yakalanan onu yakalayan kişiye aşık oluyormuş gibi bir hal var kurgu eserlere göz attığımızda. Özellikle bu kitapta, March’ın Island’a kitabın başında yaptığı onca şeyden sonra aralarında bir ilişki başlayabilmesinin olasılığı bence çok düşük olmalı, ben olmasını umuyorum. Yerel bir yorum da yapabilirim. “Bunlar Avrupalı değil mi abi Avrupalı neler neler yapıyor duysak kanımız çekilir(!)”
İlk yüz sayfadan sonra kitabın başlangıç kısımlarını unutup, kısmen keyifli bir maceraya eşlik ettim. Kısmen diyorum çünkü bir klişeler treninde ancak bu kadar eğlence duyabildim. Hem anlatım hem kurgu hem karakterler… hepsi daha önceden bildiğim şeyler. İsimleri değiştirsen, hayran kurgu bile olabilirmiş kitap.
Takım elbiseli-soğuk-acımasız-kaslı karakter tiplemesine karşı değilim. James Bond ve Agent 47 gibi karakterleri uzun süredir severim ve ilgiyle takip ederim. Ancak bu ve bunun gibi eserler, karaktere bir kalp katmaya çalışıyorlar ve bunu çoğu zaman ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar diye düşünüyorum. Onlarca adamı katleden bir casus sevgi hissedemez demiyorum ama yumoş ayıdan daha bir sevgi pıtırcığı olması da normal olmamalı.
Anlatıma gelmek istemiyorum ama gelmek mecburiyetinde hissediyorum. “Mizahi,” anlatım denildiği zaman bir kitabın tanıtım yazısında, ben bir geriliyorum. Bir yutkunma geliyor bana istemsizce. Hani şu çizgi filmlerde abartılı bir şekilde olan, beyaz perdede de bir biçimde olan o yutkunma sahnesi vardır ya… bir nevi onu yaşıyorum kendimce. Çünkü mizahi anlatım biraz geniş bir tanım ve birçok farklı yazım stili bu kelimeyle tanımlanabiliyor. Peki, bu kitaptaki ‘mizahi’ anlatım nasıl?
Yukarıda dediğim gibi, Wattpad kitabı gibi.
Diğer insanların aksine bunu bir hakaret olarak kullanmıyorum. Olanı nitelendirmek için dört dörtlük bir tabir ben de elimden geldiğince yararlanıyorum. Kitabın hiçbir paragrafı beni güldüremedi. Bana hitap etmediği için gülmemiş olmam olasılığı yüksek bir ihtimal. Kitabın hitap ettiği kitlenin keyifle okuyacağını düşünüyorum. Ben bu kitabı, casusluk-ajanlık ve türevleriyle alakalı olduğunu tahmin ettiğim için aldım. Vasat altı kitaplar hakkındaki ufkumu tazelememi sağladı, o açıdan yararlı bir okuma olduğunu düşünüyorum.
Kitabın devamı muhtemelen çevrilmez. Aslında, çevrilmesini biraz da olsa isteyebilirdim. Çünkü Sarai’ye tercih edeceğim bir kitap, Kusursuz Elmas. Katiller çetesi tüm set olarak çevrilmişken bu serinin ilk kitabıyla kalması biraz düşündürücü.
Çeviri olarak pek sorunlu olmasa da kelime hataları yok değildi. Ki böyle bir kitapta yazar ‘mizahi anlatım’ yapacağım diye orijinal dilinde de eksik yazılmış olabileceğini düşünüyor insan.
Ajanlık hikayelerinin bitmeyeceği güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
"O gün, doksan dokuz sentlik aşk romanlarının hepsinin bana yalan söylediğini keşfettim. Ayaklarınızın yerden kesilmesinin hiç de hoş ve sevimli bir tarafı yoktu."
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.