Gönderi
İsyanın Ortasında.
Puşkin…
Bu ismi bilmeyeniniz yoktur. Hele ki en sevdiğiniz edebiyat türlerinden bir tanesi Rus edebiyatı ise. Dünya edebiyatı içinde, Rus edebiyatı içinde çok önemli bir yazar olduğu aşikardır Puşkin’in. Bizim ülkemizde bilinen diğer Rus yazarlara oranla daha az okunduğu da aşikardır.
Modern Rus edebiyatının kurucusu Puşkin ve en bilinen eseri Yüzbaşının Kızı, onunla tanışma eserim oldu. Rus edebiyatını çok sevdiğim halde Puşkin hep gözümü korkutmuştu. Fakat okuyunca hiç de korktuğum gibi olmadığını, hatta kitabında akıcı bir dilin yanında salt bir gerçeklikten fazlasını okumadığımı anladım.
Yüzbaşının Kızı, ismi itibariyle bir aşk hikayesi izlenimini verse bile çoğu zaman romantizm geri planda kalmış bir kitaptı. Belogorsk Kalesi’ne atanan bir asilzade oğlu Pyotr Andreyich Grinyov ile Yüzbaşı Mironov’un kızı Masha’nın arasında geçen aşk hikayesinin arka planında, Rus tarihinin en önemli ayaklanmalarından olan Pugaçov Ayaklanması anlatılır. Tesadüflerle dolu olan kitapta gereksiz bölümlere yer verilmemiş ve aynı zamanda hikâye hızlıca anlatılıp bitirilmiş gibiydi. Her ne kadar aşk, vefa ve sadakat üçlüsü yüzünden romantizmde birleşse de bana göre aşk bu kitapta ayaklanmamın arkasında kalmıştı. Keskin hatlarla belli olan insan ayrımı, tesadüfler gibi durumlar da kitabın realistik duygusunu yüksek perdelere taşımıştır.
Puşkin ile tanışma kitabım olan Yüzbaşının Kızı’nı çok sevdim diyemiyorum fakat hiç sevmedim de diyemiyorum. Evet, konu süslenmeden güzel bir şekilde anlatılmıştı fakat sanki bu konuyu Dostoyevski psikolojik betimlemeleriyle daha iyi işleyebilirdi. Tabi bu öznel bir yorum. Şiirlerini ve diğer eserlerini de seveceğimi düşünüyorum. Bu sebeple sıradaki Puşkin durağım Yevgeni Onegin.
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.