Gönderi

205 syf.
8/10 puan verdi
Zaten hangimiz dünya karşısında zaman zaman tiksinti duymaz ki!!!
Bulantı, Kuzey Afrika, Orta Avrupa ve Uzakdoğu gezilerinden dönmüş olan 30 yaşındaki Antoine Roquentin’in yaşadıklarını aktardığı tarihsiz yaprakla birlikte 25 günün aktarıldığı günceden oluşan bir romandır. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçuluğun sözcülüğünü üstlenen Sartre, günlük biçiminde yazdığı bu kitabında, romanın kahramanı Roquentin’in dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlatıyordu. Bu tiksinti yalnızca dış dünyaya değil, Roquentin’in kendi bedenine de yönelikti. Kimi eleştirmenler romanı hastalıklı bir durumun,bir tür nevrotik kaçışın ifadesi olarak değerlendirdilerse de, Bulantı yansıttığı güçlü bireyci ve toplum karşıtı düşüncelerle, Sartre’ın sonradan geliştireceği birçok felsefi konuya yer veren özgün bir yapıttı. Varoluş’la yüz yüze kalan Roquentin’in geçirdiği değişimi anlatan Bulantı, varoluşçuluğun kült kitaplarından biri oldu. “Sartre’ın Bulantı’sı üçüncü kez çevriliyor dilimize… hemen belirteyim ki üç çeviri de eksiktir; Sartre’ın kitabının bütünü değildir. Bulantı, kendi varlığını ve dünyanın var olduğunu bilmesidir. Günlük biçiminde yazdığı bu kitabında, romanın kahramanı Roquentin’in dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlatıyordu. Bu tiksinti yalnızca dış dünyaya değil, Roquentin’in kendi bedenine de yönelikti. Ve tüm bunlar onun için önemli değildir. Başkaları gibi olamamak ve dünyanın kendisi için önemli olmaması hissi kendisinde korkuya neden olur. Öyleyse birini öldürmesine engel olacak şey nedir, her şey önemsizse? Bunu da, gereksiz bir olayın ortaya çıkmasına neden olma olarak ifade eder. Değmez. Bulantı, aslında onun kendi öz varlığı’dır. Zaten hangimiz dünya karşısında zaman zaman tiksinti duymaz ki!!!
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Kenta Yayınları · 201223k okunma
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.