Gönderi
Tanınmak, bilinmek ve diğer insanlardan farklı olduğunu göstermek insanoğlu için hep önemli olmuştur. İstediğimiz belki bu değildi,
ama içinde yaşadığımız zamanlarda artık diğer insanlardan ayrışmak hiç sorun değil. Parmak iziyle başlayan biyometrik özelliklerin kimlik doğrulama
için kullanılması bilgisayarların ve gelişmiş sensörlerin işbirliği ile çok farklı bir seviyeye ulaştı. Artık neredeyse tanınmamak imkânsız hale geldi.
Zeynep Bilgici kapak konusu olarak seçtiğimiz yazısında ses ve nefes izimizin kişiye özgü olması ile ilgili araştırmaları konu alıyor.
Görünen o ki, hepimiz ağzımızdan çıkana daha da dikkat etmek zorunda kalacağız.
“Robocop” ve “Terminator” gibi yarı insan yarı makine canlılar bilim kurgunun vazgeçilmez konuları arasındadır. Protezlerin yerlerini aldıkları uzuvların
işlevlerini tam olarak yerine getirebilmesi “hissedebilmesi” ve bu “hisleri” beynin anlayabileceği bir sinyale dönüştürerek beyne iletmesi gerekir.
Tahmin edebileceğiniz gibi bu konular bilim insanlarının da ilgisini çekiyor. İlay Çelik bu ayki yazısında kör sıçanların bir nöro-protez yardımıyla yönlerini
bulabildiğini gösteren bir çalışmayı sayfalarımıza taşırken Zeynep Bilgici de Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Dr. Utku Büyükşahin’in protezlere
dokunma hissini kazandırmaya çalışan yapay deri üzerindeki çalışmasını konu olarak seçti.
İnsanın yeteneklerinin ve bilgisinin sınırlarını bilmesi ve kabul etmesi mutluluk ve başarı için önemli. Başarılı ve mutlu insanların bir azınlık olarak
kabul edildiğini düşündüğümüzde sınırlarımızı bilmekte de pek başarılı değiliz anlaşılan. Pınar Dündar bu ay bilmediğini bilmemenin getirdiği özgüven
hakkında yapılan bir çalışmayı yazdı. Mahir E. Ocak’ın “Hint-Avrupa Dillerinin Anayurdu” Enis Yazıcı’nın “Atomaltı Dünyanın Doğuşu-4”
Özlem Ak İkinci’nin “Projelerde Başarıya Giden Yol” ve Börteçin Ege’nin “Dünya’nın Yeni Başkenti Silisyum Vadisi” z
evkle okuyacağınıza emin olduğumuz yazılar.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.