Zamanların hem en iyisiydi hem de en kötüsü!
Büyük devrimlerin öncesi ve sonrasını tarih kitaplarından yeterli düzeyde öğrenemiyoruz çoğu zaman. Çünkü insanların çektikleri acılara, yoksulluklara; yaşadıkları aşklara, umutlara, umutsuzluklara; duydukları nefrete, fanatizme, acımasızlığa dokunamıyoruz klasik tarih kitaplarında. Özellikle de devrimleri hazırlayan sosyal dinamikleri, toplumsal tepkileri, üst ve alt sınıflar arasında yaşanan kinlerin ve nefretlerin nedenlerini, yoksulluğun devrimler öncesi ve sonrasında yaşananlara etkisini göremiyoruz.
• • •
Klasik tarih kitaplarının yeterli düzeyde yer vermediği insan hikâyelerini, sosyal dinamikleri, psikolojik gerilimleri, ekonomik ve siyasi koşulları büyük ustaların tarihi romanlarından okuyoruz haliyle. Onlar, insan hikâyeleri üzerinden bir devrin ve bir dönemin resmini bütün boyutlarıyla çekip önümüze koyuveriyorlar. Hugo’nun, Dostoyevski’nin, Tolstoy’un, Dumas’ın ve daha nice büyük ustaların eserlerini zaman üstü kılan en önemli özelliklerden biri bu olsa gerek.
• • •
İşte 
Charles Dickens’ın kaleme aldığı “
İki Şehrin Hikâyesi” de böyle bir payeyi hak eden bir devrin ve dönemin romanlarından biri. Fransız Devrimi’nin öncesi ve sonrasının insan hikâyeleri üzerinden anlatıldığı kitapta olaylar Paris ve Londra arasında geçiyor. Fransız İhtilâli öncesinde haksız yere hapse atılan Doktor Manette, cezaevinden çıktıktan sonra kızıyla Paris’ten ayrılarak Londra’ya yerleşiyor. Doktor Manette’nin kızı aristokrat bir aileden gelmesine rağmen sahip olduğu ayrıcalıkları reddederek Londra’ya yerleşen Charles Darnay ile evleniyor. İhtilal sırasında gelen bir mektup üzerine Paris’e dönmek zorunda kalan Darnay, sadece aristokrat bir aileden geldiği için idama mahkûm ediliyor.
• • •
Kitap, Fransız İhtilâli öncesinde Marki ailesinin şahsında soyluların vurdumduymazlığını, acımasızlığını ve yoksul halkı sömürüsünü çok iyi ortaya koyuyor. İhtilal sonrasında da soyluların bu tutum ve davranışlarının bir sonucu olarak devrimcilerin nasıl bir kin ve nefretle acımasızlaşabildiğini anlatıyor. Gerçekten de açlığın, sefaletin, hor görülmenin, yok sayılmanın, adam yerine konmamanın insanları nasıl bilediğine şahit oluyoruz kitap boyunca…
• • •
Yaşanan bunca acının yanında, Doktor Manette’nin, Jarvis Lorry’nin ve doktorun kızı Lucie’ye aşık olan Sydney Carton’un büyük fedakarlıklarını okudukça insanlığın hangi koşulda olursa olsun ölmediğini görüyor insan. Özellikle de Sydney Carton’un, Lucie duyduğu büyük aşkını ispat etmek istercesine, kendisine çok benzediği Charles Darnay’ın yerine idam sehpasına yürümesi karşısında insan, gerçekten böyle bir fedakârlık yaşanmış olabilir mi diye düşünmeden edemiyor…
• • •
Fransız İhtilâli’ni hazırlayan nedenleri ve sonrasında yaşananları en iyi anlatan kitaplardan biri olan, ilginç olay örgüsü ve karakterleriyle aşktan nefrete kadar insana ait olumlu ve olumsuz tüm duyguların ortaya konduğu ve halen günümüzde dünyada en çok okunan kitaplardan biri olmaya devam eden “İki Şehrin Hikâyesi”ni tüm okurlara içtenlikle tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim!
·
633 views
Bu sene nasipse Fransız ihtilalini okuyacağım. Bu değerli kitabin da bu konuda faydalı olacağını bilmiyordum. Öne alayım madem.
Kaleminze sağlık... 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.