Gönderi

Buğdayın Teni
Arkama döndüm ki önüme geçmiş zaman Ah ben kurdun gözlerinden Yakmayı denemiştim büyük ateşi. Sal halinde okyanusa açılmak düşlerinde Ancak midye olarak saklamıştım inciyi Neydim ben, ay sanatında yıldız kırıntısı mı? Neyse ki önüme geçmiş zaman, neyse ki Beynimden öğrenmiştim taşın ağırlığını Herkes ötekine kapalı da ben açık mıyım? Penceremden giren rüzgara bakarsan öyle. İtiraf ediyorum, hayat biraz uzaktı Ben daha yakındım kelimelere Beyaz sevgili suçsuz, benim kusurlu zenci Onun Nil’i yanında Afrikam ne ki? Kokudan çok rengi algıladıkça teninden Un olmayı öğrendim zaman değirmeninden Alevden bir havuzda yüzmeyi deneyip sonra Gölden okyanus dersleri almaya kalktım En az keman teli kadar gergin olmadan Beste yapmaya kalktım sesime güvenerek Sonra baktım önüme geçen zamana Anladım ki bumerangmış yazdığım Gider ve kendine dönermiş sonra Güle istasyon yoktu yeryüzü bahçesinde Kurdun gözlerindeki ateş başka anlamlar edindi Ben ne yaptım, ikizime çalıştım İlkimden kurtulmak için, ne büyük hata! İhtiyaçtan ihtirasa geçtim ben İncecik dal iken kaba ormana Buğdayın teni Tanrım! Buğdayın teni! Açlığımı gösterdi
Sayfa 54 - yky
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.