Marksist öğreti, devlet ve hukukun ortadan kalkmasını hayal ederken kendisini son derece idealist, hatta düşsel olarak gösteriyor; bu da övünmekten hoşlandığı maddeci sıfatının kendisine hiç uygun olmadığını ya da başka bir anlamda ele alınması gerektiğini gösteriyor. Ayrıca Marx ve Engels'in devlet hakkındaki düşüncelerinin yanlış ve güdük olduğu da gözlenebilir. Devlet derken, 19. yüzyıl ortalarındaki İngiltere ve Fransa'da işleyişini gördükleri baskıcı aygıtı, simgesi jandarma ve hapishane olan devleti kastediyorlar. Kazanılmış durumlar ile kurulu düzeni korumanın/sürdürmenin devletin öncelikli işlevlerinden biri olmaması gerektiğine kuşku yoktur,ama devletin tek işlevi de bu değildir.