Gönderi

225 syf.
3/10 puan verdi
Sapiens i okuduktan sonra kendi türümüzün bildiğimizden farklı bir gerçeklik algısı olan üyelerinin yaşam tarzlarını merak ettiğim için bu kitabı okudum. Kitapta Aborjinlerin günümüzde varolan en az değişmiş ve bizden daha mistik türdaşlarımız olduğu belirtilmişti. Nispeten uzun bir süre Avustralya da yaşadığım için kitap beni çekti. Öncelikle kitabın yabancı dillerde ki eleştrilerini okumadan ve edebi yönden değerlendirmeden 4 puan vermiştim. Bunun nedeni kitabın ön sözünde gerçeklerden alıntı olduğunu belirttiği için kitabı bir otobiyografi ve gerçek bir anı kitabı olarak değerlendirmemdi. Özetle kitap Avustralya ya giden Amerikalı bir doktorun Aborjin toplumuna olan ilgisi ile onlarla şehirde kurduğu yakınlıkla başlıyor. Akabinde hala Avustralya çöllerinde yaşayan Aborjinlerin davetiyle onlarla çıktığı 2 aylık bir yolculuğu anlatıyor. Bu süreçte Aborjinlerin yaşantısına, onların giyimine , beslenme tarzına ve hayat felsefesine adaptasyonu ve günümüz batı dünyası normlarına göre şekillenen düşünce yapısının değişimini anlatıyor.Bu uzun yolculukta Aborjinlerin sahip olduğu mistik güçlerle donattığı hikayesi zevkli bir hal alıyor. Şimdi puanı iki çekmemin nedenine gelelim. Elimdeki kopya gerçeklerden alıntıdır diye başlıyordu ben de spoiler olmasın diye kitabın eleştrilerini okumadım. Bu Marlo hanımefendi aslında bir doktor değil bir eczacıymış ve Avustralya da çok kısa bir süre ikamet etmiş. Kaldığı süre boyunca işyerinden 2 ay gibi uzak kaldığı bir dönem olmamış yani kitap tamamen bir kurgu üzerine inşa edilmiş. Bu kurgu kitabı, gerçeklerden alıntıdır diye bastırıp bir de üzerine bir Aborjinden referans mektubu ile yayınlayınca kitabın satış başarısı ile hanımefendi 2 milyon USD ye yakın yayın ücreti kazanmış. Zaten kitaplarda ki bazı bölümlere göre Aborjinler gerçekten inanılmaz doğaüstü güçlere sahipler. İsa Musa önlerinde secde edecek neredeyse. İnsan gerçeklerden alıntı diye okuyunca bir acaba demiyor değil. Bunu içimizde inatla aradığımız ama bizim bir türlü olamadığımız, bir yerlerde yaşadığı ümidine tutunduğumuz mükemmel insanlara özlemin bir yansıması olarak düşünüyorum. Herneyse Aborjinler bu kitabın başarısını öğrenip kitabı okuduktan sonra kitaptaki gerçek dışı anlatıma ve ırkçı söylemler nedeniyle inanılmaz bir protesto ve eyleme geçiyorlar. Bazı ülkelerdeki kitapılarda kitabın kopyalarını yırtıyorlar. 200 yıllık bir esaretten nemalanan sahtekar bir kadına karşı yine naif bir davranış denebilir. Bir de bunun üzerine kitabın yayın haklarını Hollywood a film yapılması için satmaya kalkınca bir grup Aborjin Amerikaya gidip protestolara başlıyorlar ve yapımcı oluşan toplum baskısıyla geri adım atıyor. Marlo kitabın tamamen kurgu olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor. Bende kitabı edebi olarak değerlendirip ortaokul dilbisiyle yazılmış kurgu bir kitap olarak değerlendiriyorum ve 2 puan veiyorum. En azından Aborjinler hakkında kurgu da olsa biraz bilgi edinmek için okunabilir. Afedersiniz madem Marlo sallayıp sallayıp yazmış ben de en azından bir kaç true story şey yazayım. Ben oradayken şehirdeki Aborjinler maalesef alkol ve uyuşturucunun esiri olmuştu. Beyazların country Aborjinlerin wild dediği kırsalda ki Aborjinlerle bir kere karşılaştım. Sanırım özel bir davet için kırsaldan Sydney e gelmiş bir Aborjin kadın çalıştığım dönerciye gelmişti. Kadın kışın yalın ayak ve yerel kıyafete yakın bir kıyafetle gelmişti. (Yerel kıyafetleri bildiğim kadarı ile yok. Koloniden önceki Aborjinler giysi kullanmıyorlar, bu hanımda Aborjinlerin resmettiği hayvan figürleri ile işlenmiş bir elbise giymişti.) Gözlemlediğim kadarı ile Aborjinlerin gözlerinde yaşı, cinsiyeti, yaşadığı yer fark etmeksizin inanılmaz bir hüzün var. Belki genetik olarak yüz hatları bizde hüznü çağrıştırdığı için olabilir. Çok mutlularken de öyle bakıyor olabilirler veya 200 yılı aşkın soykırım, kölelik ve 30.000 yıl önce geldikleri topraklarda uğradıkları kıyım yüzünden. Bu da onların genetiğine işlenmiştir belki. Ben iki seneye yakın kaldım bir tane mutlu Aborjin görmedim tek bir tane bile. Bu kadın sanırım sadece su almıştı verdikten sonra da siz Aborjin misiniz demiştim. Bana bir bakmıştı aman Allahım 10 sene oldu ama Avustralya da meşhur Opera binasının şeklini hatırlamam o kadının gözlerini hala hatırlarım öyle bir öfkeydi ki sanki beynimde hissetmiştim. Cevap vermeden gitti. Yaşananlar yüzünden -haklı olarak- çok alınganlar belki onlara Aborjin isminin verilmesi bile onlara bir hakaret olarak geliyor. Aborjinlerin mistik güçleri olduğuna oradaki beyazlar hatta sonradan gelen 7 millette inanır. Hatta o coğrafyaya kök söktüren göçmen Araplar, bizim Türkler bile Aborjinlerden çekinirler. Fiziksel bir zarar verme korkusu değildir bu, benim de yaşadığım yaydıkları çok güçlü spiritüel bir enerji kaynaklıdır. Ölseler bile ölmeyeceklermiş gibi bir his bırakırlar insanda. Batı ve Doğu medeniyeinin her milleti bu insanların kötü şans getirdiklerine inandıkları için bu insanlara bulaşmazlar, müdahale etmezler. Uyuşturucu bir suç olsa bile Aborjinlere üstü kapalı olarak serbest bırakılmıştır. Bu da üstü kapalı bir soykırımdır onları uyuşturarak artık yapamadıkları soykırımı bu şekilde devam ettirirler. Bildiğimiz dünya düzeni Aborjinler için hiçbir şey ifade etmez mal edinmek, bir ücret için çalışmak, kariyer yapmak, bahçeli bir ev almak, lüx bir spor araba almak onlar için bir amaç değildir bir anlamı da yoktur. Gerçek bir Aborjin doğada hiçbir modern alete ihtiyaç duymadan normal bir insan ömrü kadar yaşar. Yaşadıkları yerler de Amazonlar gibi geniş verimli bir fauna değil dünyanın en büyük çölleridir. Avustralya da çok az cinayet işlenir fakat inanılmaz bir kayıp oranı vardır. Kriminal kayıplar harici çoğu doğada kayıp olmuştur. Beyazlar arabalarla macera olsun diye girdikleri o çöllerden her zaman geri dönemezler, araçları bozulur ve zamanında kurtarılamayan birçok Avustralyalı açlıktan ve susuzluktan çöllerde ölmüştür. Bu yüzden çöllere gidecekler devlet kurumlarına haber vermek zorundadır. Bir kısmı da timsah, piton, köpek balıkları ve sayısız zehirli böcek ve yılana yem olup kayıp istatistiğine girerler. Ölü yoksa ölüm de yoktur. Aborjinler doğaya o kadar adapte insanlardır ki kıtanın her bölgesinde hiçbir modern alet,makine veya tedaviye ihtiyaç duymadan normal bir insan ömrü kadar yaşayabilirler. Rüyalara çok değer ve önem verirler fakat bunun detayını bilmiyorum. Dünya ya bizim değer yargılarımız, ihtiras ve önceliklerimiz ile bakmadıkları için anlanmaları bence zordur. Dünyanın bunca gelişimine rağmen 30.000 yıllık yaşam tarzlarını bunca kıyıma, zulme rağmen değiştirmemiş çok saygı duyulası bir millettir.
Bir Çift Yürek
Bir Çift YürekMarlo Morgan · Dharma Yayınları · 20016 okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.