Gönderi

266 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
İnsanın elinden iradesi alındığında geriye ne kalır diye düşünmeden edemiyor insan, bu kitabı okuduktan sonra. Bizi farklı yapan, değerli yapan verdiğimiz kararlar, tercihlerimiz, irademiz.. Özgürce mutlu ya da mutsuz olmayı tercih edemedikten sonra, yaşamın ne anlamı kalır ki.. *** Beni oldukça etkileyen distopik bir eser. Nitekim 1932 yılında yazılan bu eser günümüz dünyasına olabildiğince dokunuyor.. *** Herkesin mutlu olduğu bir dünya düşünün! Pek de mümkün gözükmüyor değil mi? Evet aslında öyle, bu pek de mümkün olmayan bir şey. Ama Huxley 1932 yılında yazdığı bu romanla insanların mutlu bir düzen içinde yaşadığı distopik bir eser ortaya koymuş. Huxley geleceğin dünyasına bir göz atmış ve olabilecekleri bir bir ortaya koymuş. İnsanların robotlaştığı bir dünyada mutluluğun Soma adını verdikleri sentetik bir ilaçla sağlandığı; bu sentetik ilaçla günler, haftalar hatta aylarca tatile çıkıp sanal gerçeklikte mükemmel bir tatil yapmak da epey bir mümkün; lakin şu var ki sentetik yolla yapılan bu sanal yolculuklar bir yandan da maddi boyutumuza zarar veriyor. Eee her şeyin aşırısı zararlı tabi.. *** Kitap, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde bir grup öğrencinin gezisiyle başlıyor. Burada birim müdürü öğrencilere nasıl insan üretimi yaptıklarını anlatıyor. Evet insan üretimi! İnsanların doğal yollardan değil de kuluçka makinelerinde seri bir şekilde üretildiği bir düzen!.. Bu kuluçka ve şartlandırma merkezinde insanların istenilen şekilde üretildiği; ileride ne yapacağının, neler düşüneceğinin, neleri seveceğinin, nelerden nefret etmesi gerektiğinin, ne gibi ödevlerinin sorumluluklarının olduğunu belirleyen şartlandırma aşamalarından geçerek, ileride yapacakları mesleklere uygun bir şekilde bazı aşamalardan geçiriliyorlar. *** Toplumdaki sorunları, çatışmayı ortadan kaldırmak için her insanın bulunduğu sınıfa sahip çıkması ve kendi sınıfını sevmeleri aşılanıyor. Yani alt sınıf olan delta bile olunsa, insanlar bulunduğu sınıfı seviyor sahip çıkıyor ve kimse üst sınıftakilerin arasına katılmak istemiyor; bilakis nefret edilmeleri en baştan şartlandırılıyor ki herkes kendi işini sevsin ve en iyi şekilde yapsın. *** Aile yapısı tamamen bozulmuş, anne-baba kelimeleri ayıp sayılan bir kavram haline gelmiş ve kullanılmıyor bile. Cinselliğin serbest olduğu, herkesin herkese ait olduğu bir anlayış hakim. Tek eşlilik, birine ait olma fikri saçma geliyor ve zaten herkesin herkesle olduhu bir distopik bir eser. *** Ford adında düzen kurucusu bulunuyor ve fordla dini inanış devam ettiriliyor, onun adına ayinler yapılıyor bu yüzden Ford kelimesi kitapta sık sık geçiyor. Düzenin dışında kalanların bulunduğu, "Ayrık Bölge" adını verdikleri ve oradaki insanları ilkel olarak adlandırdıkları bir bölgede bulunuyor. Ayrık bölgede insanların eski yaşamları devam ediyor. *** "Ayrık bölgede yaşayan insanlar mutlu olup olmamayı, tercih etmeyi seçiyorlar ve kurulan sahte düzenin kalıplarına girmiyorlar." *** İnsanın elinden iradesi alındığında geriye ne kalır diye düşünmeden edemiyor insan. Bizi farklı yapan, değerli yapan verdiğimiz kararlar, tercihlerimiz, irademiz.. Özgürce mutlu ya da mutsuz olmayı tercih edemedikten sonra, yaşamanın ne anlamı kalır ki.. *** "Siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz."
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,8bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.