Gönderi
Beyaz Gemi
MERHABA 1K, BEN GELDİM!
Intro müziği: link.tospotify.com/N0kC4O4kFab
Uzun zaman sonra oturdum ve bir kitabın sayfalarını karıştırdım. Devamı da geldi. Kitap okumayı özlemişim. Normale göre bu kalınlıkta bir kitap için olabildiğince tembel bir okuma oldu ama değerli bir okuma oldu benim için.
Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi kitabını ilk kez ortaokulda duymuştum. Hani sınıf öğretmenimiz ya da Türkçe ders öğretmenimizin organize ettiği her öğrenciye alması gereken bir kitap düşer, sonra öğrenciler her kitabı bitirdiğinde dolapta duran, takasları gerçekleştirmekle sorumlu öğrenci olan (genelde kız öğrenciler olur, bu değişmez bir kuraldır.) bir sistemde düzenli olarak kitap okumamız sağlanırdı... (ne kadar sağlandı acaba) Ha işte, o uygulamalarda ortaokulda iken tanıştım Beyaz Gemi kitabı ile. Ben Saftirik kitabının bir serisini almıştım, onların diğer serilerini alan arkadaşlarla takas yapıyorduk, benim Saftirik bir arkadaşta kaldı, Beyaz Gemi de bende. Okula dönmedi kitaplar, ben üzülüyorum.. Saftiriğim gitti, beyaz gemii ne be havalarındayım... Ah benim eşşek kafam, okudum mu sizce ben Beyaz Gemi kitabını? Tabii ki hayır. Yıl 2020, Ötüken Yayınevi basımıyla Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi eserini Üniversite öğrencisiyken okudum, ama daha erken okunmalı, yayılmalı. Cengiz Aytmatov'dan da ilk kitabım bu... Değerli ve kalemi çok sağlam bir yazar, başka bir zaman başka bir eseriyle tekrardan buluşacağız.
Beyaz Gemi kitabı ve yazar Cengiz Aytmatov ile ilgili kimsenin ilgilenmediği geçmişimden bahsettikten sonra biraz da kitap hakkında konuşalım. Bir masal anlatısı içinde iyiliği ve geleceği temsilen çocuk ve diğer tarafta ise geçmişi, gelenekleri ve kökeni temsilen Mümin Dede arasında Maral Ana Efsanesi üzerinden şekillenen, Orozkul'un kötülük imgesini temsil eden, dönem Sovyet Rusyasını ve komünist akımı semboller anlatımı ile çok sert bir şekilde eleştiren bir kitap Beyaz Gemi. Ana hatlarında ismini bilmediğimiz, kitap boyunca 'Çocuk' olarak anacağımız ve kitabın çogunluğunda onun çizgisinden olay örgüsünde okuma yapacağımız, annesi ve babası daha küçükken onu terk etmiş, dünya ve doğa ile barışçıl yaşayan, dedesinin efsanelerini doğa ile bütünleştirerek bir inanç ve sembol haline getirmiş, hayaller içinde balık gibi yüzen bir karakter. Cengiz Aytmatov'u burada övmeden geçmek olmaz. Isimsiz bir 7-8 yaş karakter oluşturup, düz bir çizgide ilerleyen hikayede bu kadar iyi bir kalem ile betimlemeler, her şey net bir sona bağlı bir şekilde ilerlerken basit ama büyülü bir kalem... (Zülfü Livaneli pay alsın kendine bu kalemden) Büyük bir yazarlık göstergesi... Mümin Dede, inançlı bir karakter, inandığı şeyin doğruluğunu sorgulamaya çalışmak bu kitabın ana fikrinden uzaklaşıp, kitabı anlamamaya gider. Umutsuzluk üzerinden anladığım kadarıyla döneminde kitap çok eleştirilmiş. Kitapta bir umutsuzluk değil, bir kaygı söz konusu. Olumsuz eleştirilere Cengiz Aytmatov'un verdiği karşılıkları da kitap baskısına ekleyen Ötüken Yayınevine teşekkür ederim, o ek 5 sayfayı okumanızı tavsiye ederim, kitabı daha net bir şekilde hazmetmenizi sağlıyor. Kitaptakı yan karakterler derin değil, herkesin hayatında yer ettiği, oyunlarda çok efektif yer etmeyen ama görevleri ile Geralt'ın cebine coin sokan yapay zeka derinliğine sahipler. Bu bir olumsuz eleştiri değil, hatta aslında olumlu bir nokta. Her kitapta, oyunda, filmde illaki yan karakterler derin olacak diye bir şey yok. Her şeyde derinlik aramak, basit bir hikayeden çıkarılabilecek büyünün ışıltılı ihtişamını bozabilir. Bekey Teyze, Nine... Kitapta yeterince yer ediniyorlar, ana karakterlerin hikayesine çok net katkıları var. Iyilik ile kötülüğün Maral Ana Efsanesi üzerinden, bir çocuğun doğa ile barışık olup kötülük tohumunu tamamen reddedip bir balık olmak istemesinin hikayesi Beyaz Gemi... Ama;
" Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır."
Outro: link.tospotify.com/JiSgKjWmFab
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.