1984 Bir kalıp döküm makinesinin sıkıştırdığı adam ani kalp durmasıyla ölünce, kayıtlara geçmiş ilk robot kaynaklı ölüm vakası gerçekleşti.
26
3 ŞEY Tuvaletten daha fazla bakteri barındıran üç
yer: Cep telefonu, bulaşık süngeri, musluk
27
1967’de bir dalış sırasında Alvinbir kılıçbalığı saldırısına uğradı. Saldırgan
balık, denizaltıya takıldı, yüzeye çıktı, orada da pişirilip yendi.
29
Paris’in hayal ettikleri gibi
romantik bir şehri olmadığını
gören Japon turistlerin
Paris Sendromu’na
yakalandığını
biliyor muydunuz?
43
1,6 milyon
uçuşta sadece
bir adet kaza
gerçekleşiyor.
Bindiğiniz
uçağın düşme
riski: % 0,00016
83
6,670,000 $ Shape Audio’nun neredeyse tamamı 18 ayar altından
yapılmış 215 kilogramlık Organic Harmony hoparlörünün fiyatı
90
28 SAAT Tilt makinesiyle en uzun oynama rekoru. Alessandro
Parisi tarafından 23 Ocak 2007’de Avustralya’da bir alışveriş
merkezinde kırıldı.
90
Çok düşünmek
İnsanı yorar mı?
Yoruyorsa bile, sadece kafanızı.
92
Sigara Nasıl
Bağımlılıık Yapıyor?
Sebep olduğu hormon
üretimi azaldıkça sigara
sayısı artıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
sigara kullanımının yılda
5 milyon insanın ölümüne yol açtığını, bu
sayının önümüzdeki 20 yıl içerisinde iki katına
çıkmasının beklendiğini açıkladı. WHO’nun
tahminlerine göre, bugün tüm dünyada 1,3
milyar civarında olan sigara kullanıcılarının
sayısı 2025 yılında 1,7 milyarı bulacak.
Sigaranın insan sağlığı üzerindeki zararları
ilk içildiği anda başlıyor. Dumanı ağız, dil,
boğaz, yemek borusu, nefes boruları, akci-
ğerler ve mideye doğrudan ulaşıyor. Dumanın
içinde bulunan zararlı maddeler de saniyeler
içinde kalp, beyin, kan damarları, böbrekler,
mesane gibi pek çok organa ulaşıp zarar veri-
yor. Sigara dumanı 4000’in üzerinde zehirli
ve tahriş edici kimyasal madde içermekte. Bu
kadar kimyasal içinde bağımlılık yapan sadece
nikotin. Ancak nikotinin oluşturduğu bağımlılık
yüzünden, zamanla diğer kimyasallar da
vücutta tutunmaya başlıyorlar. Bunlar arasında
bulunan asitler, alkol aldehitler, ketonlar,siyanür, karbonmonoksit gibi maddeler
doğrudan zehir etkisi gösteriyor, organlarda
tahribat yapıyorlar.
Nikotin, duman içeri çekildikten 1-2 saniye
sonra hemen beyne ulaşıyor. Burada, diğer
tüm uyarıcı ve uyuşturucu maddelerin etkile-
diği birimi uyarıyor. Böylece bazı hormonların
üretilmesini sağlıyor. Sonuçta bu tür hormon-
ların üretimi de zevk, sakinleşme, gevşeme,
konsantrasyon artışı gibi duygusal ve fiziksel
etkiler yaratıyor. Her uyuşturucu maddede
olduğu gibi, başlangıçta ödül gibi gelen bu
değişimlerin oluşmaya devam etmesi için, her
seferinde daha fazla nikotine ihtiyaç duyuluyor.
Çünkü yoğun etkisi git gide azalıyor. Böylece
içilen sigaranın miktarı arttırılmak zorunda
kalınıyor. Bir noktadan sonra, beyinde bu
maddenin etkisi yok denecek kadar azalsa da
vücut için hiç gerekli olmadığı halde bağımlılık
gelişmiş oluyor.
Sigarayı bırakma aşamasında yaşanan
gerginlik, stres, konsantrasyon bozukluğu,
iştah artışı gibi durumlar da bu nedenle
oluşuyor. Bunların temeli psikolojik olmadığı
için irade ile kontrol edilmeleri de söz konusu
değil. Bu yüzden sigarayı bırakmak isteyenle-
rin, bunu hekim kontrolünde gerçekleştirmeleri
ve kendilerine uyan besin takviyelerini almaları
tavsiye ediliyor.
93
Uykuyu
Depolayabilir
miyiz?
Sınırlı bir zaman
için, evet.
95
Beynimizin
Daha Fazlasını
Kullanmamız
Mümkün mü?
Kesinlikle evet! Fakat hayal
ettiğiniz gibi değil.
Beynimizin hacim
olarak daha fazlasını
işleme sokamıyoruz. Çünkü zaten tamamı
sürekli çalışıyor. Yani hiç kimsenin beyninde
çalışmayan bir bölüm yok. En tembel olan-
larımızın bile beyni çok iyi çalışıyor aslında.
Fakat önemli olan ne kadar üretken bir işlem
sergilediği.
Bilimin kanıtladığı üzere, beynimizin
üretken çalışma performansını arttırmak için
iki farklı strateji var. İlki, odaklanmak. Ama
bu en zor olanı. Bir beyni göreve kilitlenmiş
vaziyette tutmak için ciddi bir çaba harcamak,
ilgiyi dağıtan her düşünceyi kovalamak
gerekiyor. Ancak konsantre olduğumuzda,
beynimiz en karmaşık durumları bile kolaylıkla
çözebilecek olan nöral fonksiyonları tıpkı bir
orkestra şefi gibi bir araya getirip yönetmeye
başlıyor. Aslında yoğun bir odaklanma süreci,
UZUN YANIT
birçok başarılı insanın en büyük sırrı. En zor
matematik problemlerini çözmek için de en
etkili yöntem bu.
Bir diğer çözüm ise beynimizi en uygun
duruma getirerek geliştirdiğimiz optimizasyon
tekniği. İnsan beyni henüz “ideal düşünme
cihazı” olmaktan çok uzakta. Zihinsel işlem
gücümüz oldukça yavaş çalışıyor ve hafızanın
doğruluk oranı kesinlikle mükemmel değil.
Üstelik bir de içgüdüsel sınırlamalarımız, yap-
tığımız basit hataların birleşmesi sonucunda
büyüyor, zihinsel atılımlarımızın önünde engel
oluşturmaya başlıyor. Ancak bu sınırlama-
lardan kurtulmak mümkün. Örneğin, kişisel
önyargılarımızın ötesine geçerek, bir anda çok
daha iyi bir problem çözücü olabiliriz.
Çünkü bu sahte önyargılar, beynimizde kör
noktalar oluşturuyor ve o noktalar da bizim
zihinsel sınırlarımızı belirlemeye başlıyor.
Cevap aramanın farklı ve yeni yollarını
keşfetmeyi ne kadar öğrenirsek, beynimiz de
doğru cevaba ulaşacak yolları o kadar çabuk
buluyor.
95
Spor
Yapmak, Zihni
Nasıl Harekete
Geçiriyor?
Beyinde mitokondriya
üretilmesini sağlıyor.
Spor yapmanın, zihinsel
faaliyetlerimizi yeniden
düzenlediği, hatta zihnimizi açtığı söyleniyor.
Peki, bu nasıl gerçekleşiyor? Yapılan bir
araştırmaya göre, bu sorunun cevabı vücudu-
muzun enerji kaynağında yatmakta. Nasıl mı?
Kaslarımız, tıpkı şehirlerdeki elektrik ihtiyacı
arttıkça yeni açılan güç kaynakları gibi,
yaptığımız egzersizin ihtiyaçlarını karşılamak
için yeni mitokondriya üretmeye başlıyorlar.
Mitokondriya, hücrelerimizde bulunuyor ve
vücudumuzun enerjisini sağlıyor.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde
Uygulamalı Psikoloji profesörü olan J. Mark
Davis’in yaptığı bir çalışmaya göre; beyin hüc-
releri de aynı yöntemi uygulayabiliyor. Davis
ve ekibi, fareler üzerinde yaptıkları deney-
lerde, egzersiz yapmanın beyin hücrelerindeki
mitokondriya sayısını arttırdığını ispatladılar.
Fareler, günde sadece yarım saat boyunca
egzersiz yaptırıldığında bile yeni mtDNA
üretmeye başladılar. mtDNA’lar sadece
anneden gelen genler olmasına rağmen,
beyin hücrelerinde, vücutta bir eşi olmayan
bu genlerin sayısında artış başlıyor. Daha
fazla mtDNA oluşması, kısaca mitokondriya
sayısının artması anlamına geliyor.
Görünen o ki; egzersiz, hem bedeni
güçlendiriyor, hem de zihni. Egzersiz boyunca
artan enerji ihtiyacı nedeniyle, beyin daha
hızlı ve daha verimli çalışmaya başlıyor.
İnsanlar yaşlandıkça, mitokondriya sayıları
düşüyor. Bu nedenle, Davis ve ekibinin
buluşu, yaşlanma etkilerinin azaltılması ve
hatta geciktirilmesi konusunda da faydalı
olabilir. Çünkü artık beyni genç ve zinde
tutmak için spor yapmanın tek başına yeterli
bir faktör olduğu anlaşıldı.
97