Adında zaman kavramı var kitabın. İçeriğinde de zaman anlamı geniş yer tutmuş.
Kitap yedi ana bölümden oluşuyor.
Girişe Yazılanlar
Taptuk'a Yazılanlar
Açığa Yazılanlar
Yaşamın İzinde
Aşekanın İzinde
Metal İzi
Kelimelerin Takas İzi
Bazı şiirler dört mısralık, bazı bazı mısralar tek kelimelik. Kelime bir önceki mısradan düşmüş gibi kullanılmış.
" O kadar uzak ki
geçmişin gönül kapısı
artık, olmuş mu olmamış mı
hatırlamaya" s. 86 ( Geç )
Bazı şiirler iki mısralık. Mısraların büyük harfle başlaması gibi bir kaygı güdülmemiş.
Zaman kavramının yoğunlukta olması akıllara Ahmet Hamdi Tanpınar geliyor.
"ayakkabı tekini düşüren kadınla
kanadının tekini düşüren adamın
çaresiz beraberliği
evlilik dediğin
- çoğu zaman - "
. . .
" çifte gider masal zar atar hayat
tek karta oynar zaman dediğin " s. 68 ( Tekli, çiftli )
İbrahim şiirinde çelişkiye yer vermiş:
"Dudaklarını duayla mühürledin
Sonra Efendimiz de gümüş yüzük takardı,
diyerek parmaklarına gümüş yüzükler geçirdin; iri, gösterişli
Sus payı takılar. . . içini seslendirmek isteyen arzuya " s. 71 ( İbrahim )
"ölümün ağzı körmüş" s. 24 ( Çürük )
"ölmeden önceden yüz kere soyunduğun
mümkün kılar mı seni
öldükten sonra giyindiğinle " s. 27 ( Her seferinde )
"çok oldu günün çarşılarından vazgeçeli
dövize endeksli akılların değer bozduran gişelerinde" s. 32 ( T öz )
"yanılma payı değil
kendimizdeki özne kaybı bu
bir yanımız çıkamaz diğerinin içinden
iç içe geçmişken" s. 52 ( Öznesizliğin belirsizliği )
" Kelime dediğinin kendi bereket
Hikâye uzun, kısa özet" s. 85 (Aşk şiiri )
"Seninle başka bir güne doğruldu
Kalbimin bire bin veren buğdayı" s. 88 (Buğdayım, rüya )
"Kapı nasıl açılır" , "Muasır medeniyet seviyesi" , "Çutırtılar" sevdiğim şiirler oldu.