Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bazı çevrelerin ''Türkiye dışındaki Türkler, Türklüklerini unutmuşlardır'' şeklindeki yanlış kanaatlerine, Üsküp Türkü, mezar taşlarının, o çok güzel ve çok anlamlı örgüsüyle, o bitmez tükenmez Ay-Yıldız bereketiyle ve sessiz bir çığlık halinde cevap veriyordu: Bizi inkar edemezsiniz! Bizi inkar edemezsiniz! Anadolu Türkü'nün, bize karşı bu ilgisizliğini, bu bilgisizliğini anlamamız mümkün değil. Şimdi diyeceksiniz ki onlar birtakım cahil kızanlardır. Vallahi kardeşcağızım, sizin birçok aydınınız da böyle. Şaşırıp kalıyoruz. Şimdi, sizin Avrupa'ya giden yüzbinlerce işçiniz var. Hepsi de Anadolu'yu kendi istekleriyle terk ediyor. Kimse onları zor kullanarak Türkiye dışına çıkarmıyor. Ama benim ecdadımı, Osmanlı Devleti, Anadolu'dan zorla kopararak Üsküp'e getirip yerleştirmiş. Biz bu topraklarda doğup büyümüşüz. Ama kökümüz bir, dilimiz bir, dinimiz bir, kanımız bir, medeniyetimiz bir... Yugoslavya Türkleri olarak, biz sizden hiç bir maddi yardım da istemedik. Yalnız bizi bilmenizi, bizi sevmenizi arzu ettik. Sevgi sınır tanır mı? Sevgi insanda, bir noksanlık doğurur mu? Bilmek, öğrenme, öğretmek kime zarar verir? Siz Anadolu Türkleri olarak, sevgiye yasak koymuşsunuz! Bizi tanımak, tarihimizi öğrenmekten adeta korkar olmuşsunuz. Ne olursunuz anlatın bana, Anadolu Türkü neden böyle? Sizin yüreğinizi ve kafanızı, bize karşı hangi kuvvet hangi devlet böyle sıkı sıkıya kapadı? Ne olur anlatın bana? Sayın Boskovski! Yüreğim, yüreğinizin acısıyla yüklü! Efendiliğinizi dost duygularınızı içimde takdirle yaşatacağım. Size hak vermemek mümkün değil. Yalnız sanıyorum ki dikkatinizden kaçan çok önemli bir nokta şu: Bütün dünyada, yüz elli milyonun üzerinde Türk var. Bizim Anadolu dışında, çeşitli ülkelerde 100 milyon civarında soydaşımız yaşıyor. Öyle ülkeler vardır ki, oralarda bulunan Türkler, günlük geçimlerini sağlayabilmek, bir işe girebilmek için, bağlı bulundukları devletin zoruyla zulmüyle, isimlerini bile değiştirmek mecburiyetindedirler. Peter Boskovski, sağ avucunu masasına vurarak sözümü kesti: ''Biliyorum'' dedi. ''Bulgaristan'da, aynen söylediğiniz tarzda bir uygulama var!'' -Efendim ben ülke ismi vermek istememiştim ama siz doğru bir tesbitte bulunmuşsunuz. Yalnız bilir misiniz ki Yunanistan'daki durumda Bulgaristan'dan pek farklı değil! Bırakınız Bulgaristanı ve Yunanistanı, güney komşumuz Irak'ta, Kerkük ve Musul Türklerine reva görülen zulüm, bize yontma taş devrini hatırlatmaktadır. Kırımda yüz binlerce Türk resmen yok edilmiştir. ... ''İran'da Acemler bize, Türki har! yani eşek Türk diye hakaret ediyorlardı. Çıktık Anavatana geldik. Anadolu Türkleri'de burada bize Acem diyerek hakaret ediyorlar. Siz aranızda nece konuşursunuz? Diliniz nasıldır? Hele bir konuşun da dinleyelim, bakalım! diyorlar. Türkçe konuştuğumuzu Türk olduğumuzu bilmiyorlar.... Ne söyleyeceğimizi, nereye gideceğimizi şaşırdık kaldık. Bu nasıl bir çiledir ay gadasını aldıklarım!'' diye bağırmıştı. ... Sevginin kırbacı ayrılıktır derler. Ayrılıklar, aradaki sınırlar münasebetiyle, Türkiye dışında yaşayan Türkler, Anadolu'yu noksansız duygularla sevmektedirler. Bulundukları ülkelerde azınlık olmanın, birtakım haksızlıklara, hatta güzel isimlerinden ve inançlarından ötürü zulümlere, katliamlara uğramanın yetim dolu duyguları içerisindedirler. Anadolu'nun, kendilerinden asgari ölçüler çerçevesinde haberdar olduğunu sanmaktadırlar. Bu bakımdan, Türkiye'ye geldiklerinde, yakın bir ilgi göreceklerine inanmaktadırlar. Onları Türkiye'de ve Türkiye dışında hayal kırıklığına uğratmaya, gönüllerini kırmaya hakkımız var mı? ... Canım ne ilgisi var Enver Paşa hikayesiyle bizim isteğimizin? Biz Cumhuriyet hükümetinizin buraları fethetmesini istemiyoruz ki! Bizim için savaş kararı alsın demiyoruz ki! Enver Paşa yokken biz buralarda vardık. Ondan sonrada işte biz yine buradayız. Biz, anavatanla aramızda bir kültür köprüsü kurulsun istiyoruz. Anadolu, bizim buradaki varlığımızdan haberdar olsun! Buraya devlet tiyatronuz, ilim ve sanat adamlarınız gelsin. Buradan Anadolu'ya bizim sanatçılarımız gitsin. Ortak değerlere sahip bir milletiz. Buralar bizim 500 yıllık vatanımız. Anamız, babamız, dedemiz... hep bu topraklarda yatıyor. Onları sahipsiz bırakıp gitmek olur mu? ... Rumeliyi nasıl unutabiliriz? Tarihimizin beş yüz yıllık aydınlık bir dönemini hangi el silebilir? Kanımıza iliğimize işleyen Rumeli türkülerini hangi dil susturabilir? Anadolu'nun bağrından kopararak Rumeli topraklarına yerleştirdiğimiz, sonra bütün gönül kapılarımızı yüzlerine kapadığımız milyonlarca Balkan Türkü'nün öksüzlüğüne hangi idrak, hangi insaf kayıtsız kalabilir?... Rahatımız bozulmasın diye mi Edirne'den ötesine kalın bir perde çekeceğiz? Rumeliyi unutamayız!
yakın planKitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.