Gönderi

Bu gün yine kendimi kendime şikayet ettiğim bir gecedeyim. Çöktü yine şu yumru tam boğazıma. Doldu yine gözlerim. Benden izinsiz aktılar yine birer birer. Hüngür hüngür ağlasam rahatlayacağım, ama artık öyle bir yerdeyim ki ağlayamıyorum bile. Gözümden taşanlar içimdeki çocuğun yaşları. Onun sessiz çığlığının bir türlü duyuramadığı yanı. Saf kalbi, dayanmayan yüreği. Düşen her damlanın geçtiği yol sızlıyor. Canım yanıyor. Fazla hissediyorum kendimi bu dünyaya. Hiç buraya ait değilmişim gibi sanki. Fazla yabancıyım herkese. Aynı değilim onlarla. Çok farklıyım. Sevilmeyenim ben. İnsanları her daim kendinden uzaklaştıran, Mutluluğu bir türlü elinde tutamayan, Hatta hiç yakalayamayan, Çocukların uçurtmalarının ipini kesen o kötü kimseyim ben. Mutlu olmayan ve mutlu olan herkesi mutsuz eden değişik bir ölüyüm. Ölüyüm diyorum çünkü yaşar gibi hissedemiyorum. Evet, kalbim atıyor. Ama bu yaşamak için yeterli gelmiyor. Hislerimin altında ezilip, gittikçe daha çok ölüyorum. Ben her gün defalarca ölüyorum. Aslında bakarsan hep kendi kendime yapıyorum bunları. İnsanlardan bir şeyler bekliyorum mesela. Hani şu yaşayan insanlardan. Bana da biraz can versinler diye bekliyorum. Sessizliğimin sesini duymuyor hiçbiri ama. Ben onlara göre fazla ölüyüm galiba. Sonra onlara git diyorum belki. Ama aslında kalmalarını istediğimi anlamıyor hiçbiri. İtiraz etmeden gidiyor hepsi. Ben de öylece kalakalıyorum. Bazen de onlara anlatıyorum gerçekten tüm duvarlarımı yıkıp, beni teselli etsinler diye değil sadece azıcık olsun sarılsınlar diye. Olmaz demeyin, omuzlarım da hep öyle bir boşluk hissediyorum ki, o boşluk bile yük oluyor bana. Anlatınca da anlamıyorlar zaten. Ama ben her seferinde anlatıyorum yine de. Git diyorum binevi yani onlara. Dedim ya onlarda itiraz etmeden yok oluyorlar birer birer. Bir insan üzgünse yalnız kalmak istiyordur diye düşünür herkes. Git der size çünkü hep. Anlamazsınız hiçbiriniz onun aslında bana sarılır mısın omzunda ağlamaya ihtiyacım var demek olduğunu. Yine içimizde kalır hepsi. Dedim ya çok şey bekliyorum ben insanlardan. Git diyorum hep onlara, kalmaları için sebep sunmadan. Oysaki kalmak isteyenin sebebe mi ihtiyacı var ki. Bir bir yol veriyorum hepsine. Yeni bir ölü ekleniyor kalbimdeki mezarlığa. Evet saat bir çeyrek oldu. Gözlerim hala dolu ama kurudu yanağımdaki gözyaşlarım. Yine kimse görmedi ama her birinin izi kaldı orada. Az önce yine git dedim birine. Kalmadı, gitti. Gülümsedim sadece ardından. Bir şey diyemedim. Kaldı yine tüm kelimelerim kursağımda. Yazarken buldum içimdekileri bir bir kağıda. Anlamaya çalışıyorum kendimi. Beceremiyorum her zaman ki gibi. Yine onlar gidiyor, ama pişman olan yine ben... Anlayamıyorum işte. Kitap okuyasım vardı oysaki. Sonra uyurum diyordum belki. Özledim çünkü düşünmeden uyumayı. Kafasını yastığa koyar koymaz uyuyanları nasıl kıskanırım bilmem. Hiç yaşamadım ben bunu. Düşüncelerimde boğuldum her gece. Emareler bıraktı gözyaşlarım hep yanağımda. Evet, görmedi yine kimse hiçbirini. Benim yanımda ben de olamadım hiçbir zaman. O hep yalnız. O hep tek başına. O hep sevilmeyen. Bir ben anlardım beni anlasaydım, onu da beceremedim işte. Çoğuna göre henüz yaşım küçük belki. Çocukmuşum gibi davranılıyorum bazen hatta. İçimi bilmiyorlar çünkü. Beni ben anlamıyorum, onlarda anlamıyorlar. Taştı yine içimden bir sürü cümle. Dağıldı yine içim dört bir yana. Sığmıyorlar artık sağ yumruğuma. Öldü bir kez daha bu gece içim. Kaymadı bu gece o çok beklediğim yıldız. Olmadı yine ne istediysem. Omuz oldum yine bir sürü başa, Bulmadım bir türlü başıma omuz. Geceler sırdaşım oldu yine, Ay dinledi beni, Yıldızlar sarılmak istedi, Gezegenler duydu çığlığımı, Ama hepsi de bana çok uzaktı. Düşünüyorum hala. Boğuluyorum kendi denizimde. Balıkların canı acıyor, Fakat okyanus bunu hissetmiyor. Soluyor gökkuşağının tüm renkleri, Şafak vakti en karanlık benim diye böbürlendiğinden utanıyor. Karanlığıma karanlık ekliyorum. Ben kayboluyorum. Hemde hiç kimseye fark ettirmeden.
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.