Gönderi

Bilgisizlik ve önyargı konusu
Aziz Sancar, Batı'daki bir önyargıya da hiç çekinmeden tepeden bindiriyor. Bu konuda anlattığı bir öyküyü buraya alıyorum: ''Biliyorsun, biz Türkler Osmanlı devrinde alaturka saat kullanırdık. Alaturka saatte 12:00 akşam ezanı vaktidir ve güneşin batış vakti her gün değiştiği için her gün alaturka saatin ayarlanması gerekir. Şimdi kullandığımız alafranga saatte 12:00 ise, güneşin tepede olduğu vakti gösterir. John Foster Fraser adlı bir İngiliz, 1906 yılında yayımlanan ''Balkanlar'dan Görüntüler'' adlı kitabında bizim alaturka saatimizle şöyle alay ediyordu: 'Aman Türk saati (vakti)! Gün, güneş doğuşuyla başlar. Bu saat 12:00 demektir. Fakat gün doğuşu her gün aynı zamanda olmaz. Böylece Türk -ki tembelliği dolayısıyla istediği kadar öldürecek zamanı var- daimi ucuz Avusturya saatini kurcalayıp ayarını yapıp doğru zamanı takip etmeye çalışıyor. Hiçbir Türk kesin zamanın ne olduğundan emin değil. Şu gerçek ki Türk ('Türkler' demiyor, tekil kullanıyor, ki İngilizcede bu hakaret anlamına gelir) zamanı tayin etme yöntemi olarak öyle bir yöntem seçmiş ki her gün herkes saatinin ayarını değiştirmedikçe, kimse günün ne zamanı olduğunu bilmez ve de Türk'ün bu yöntemle memnun olması Türklerin medeniyetin vazgeçilmez bir gereğinden nasıl yoksun olduklarını gösterir.' Bu Avrupalıların bize yönelik cahilliklerinin ve ondan doğan bağnazlıklarının açık bir örneğidir. Avrupalıların bu tutumu Balkanlar'dan yüzbinlerce Türk'ün Balkan Savaşı'ndan önce ve sonra öldürülüp sürülmesine büyük katkı yapmıştır. Fraser'in, bahsettiği her iki noktada cahil ve yanlı olduğu bir gerçektir. Birincisi, alaturka saatte 12:00 akşam namazı vaktidir. Babam alaturka saat kullanırdı ve saatini akşam ezanıyla ayarlardı. Fraser efendi önyargısından dolayı bu basit gerçeği öğrenme gereği duymadı. İkincisi, bugün biyolojik saat bilim dalında saat 12:00 (tıpkı Türk saatinde olduğu gibi) gün batımı vaktidir ve gün batımı bizim bütün biyolojik fonksiyonlarımızı kontrol eder. Vücudumuz gün batımına göre uyku vaktimizi, sevişme vaktimizi, uyanma vaktimizi, zihnimizin en açık ve kaslarımızın en kuvvetli olduğu zamanı saptar, yoksa Fraser efendinin 12:00 öğle vaktine göre değil... Yazık ki İngilizler ve öteki Avrupalılar, Fraser'in yazdığı zehirli kitabın tarihinden 40 yıl sonra 'Türk saati'nin aslında insan fizyolojisine daha uyumlu olduğunu biyolojik saat araştırmalarıyla öğrendiler. Ama bu arada olan da oldu; Balkanlar'ı Türklerden temizlediler, hem de 'Türkler, Hristiyanları öldürüyor,' yalanlarını yayarak.'' Aziz Sancar'ı biyolojik saat keşfiyle bilimsel (ve siyasal) olarak, çok haklı bir temelde ve Batılıların anlayabileceği bilimsel veriler aracılığıyla hesaplaşırken görüyoruz. Şimdi ise Sancar biyolojik saatten yola çıkarak kansere yöneliyor.
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.