Gönderi

233 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Geçtiğimiz günlerde ABD'li bir profesörün kapısı çalındı sabaha karşı. Uykulu gözlerle, pijamayla kapıya yöneldi. Hem çalışma arkadaşı hem de komşusu olan bir başka profesör kapıya dayanmış, bir taraftan zili çalıyor, bir taraftan kapıya vuruyor, bir taraftan da bağırıyordu: "Telefonun kapalıymış, sana ulaşamamışlar, beni aradılar, Nobel'i kazanmışız". Bu iki profesör Nobel Ekonomi ödülünün bu yılki sahipleriydi. Sabaha karşı çalınan kapının ardında hep iyi haberler olmuyor maalesef. Yaptığı ve yapmadığı şeylerden dolayı Albaylıktan albaylığa düşmüş olan yaşlı adamın kapısı da sabaha karşı çalındı. Gizli servis polislerinin getirdiği haber albayın uzun zamandır beklediği bir haberdi: işkenceden geçen küçük kızının cesedini teslim edeceklerdi. Kızının cesedini alıp onu gün ağırmadan toprağa vermek zorundaydı albay. Yaşlanmış, bedeni çökmüş, aklı sayısız oyunlar oynamaya başlamış albayın bu zorlu görevine, yürek sızlatan yolculuğuna dahil oluruz okuyucu olarak. Onunla birlikte attığımız her adımda biz de yağmurda ıslanırız, çamura batarız. Her yağmur damlası bir gözyaşı, bir kan damlasıdır, paçalarımıza bulaşan çamur lekesi de damla gibi kayıp gitmesin diye benliğimize yapışan hüznün ağır lekeleri. Her leke ayrı bir dram yaşatır bize, Albay'ın, albay'ın, Emir'in, Pervane'nin, Muhammed-Taki'nin, Ferzane'nin, Mesut'un, Feyruz'un, Nur-Akdas'ın hikâyelerini öğreniriz geçmişe yolculuklar yaparak. Elimize tutuşturulan ve elimizde tutuşan, yüreğimizi ateşler içinde bırakıp boğazımızı düğümleyen o lekeleri öğrendikçe bir yapboz tamamlanır zihnimizde, son 50 yılın Tudeh'li, Musaddık'lı, Şah Rıza Pehlevi'li, Humeyni'li ve tabi ki SAVAH'lı İran siyasi tarihi. Evlatlarını her bir dönemin siyasi akımlarına kurban eden albay ve her dönem kendi evlatlarını yok eden bir İran. #korsaniledünyaturu ekim ayı kitabı olarak Albay'ı seçtiğimde seveceğimi tahmin ediyordum. Ama tüm tahminleri aştı. Daha ilk sayfasından sizi çekip alan hüzün, sayfalar ilerledikçe artan yürek sızıları, artan sızıların beni boğmaya başlamasından dolayı ilk defa bir kitabı okumaya ara vermeyi düşündüm ciddi ciddi. Ama metin o kadar güçlü ki, anlatım o kadar etkileyici ki, alınan edebi haz o kadar yüksek ki, boğazımdaki düğümlerden kurtulmak için yutkuna yutkuna okuyup tamamladım kitabı. İyi ki okudum dediklerimden. Bir "Albayım"  vardı yürek parçalayan, ikinci "albayım" da oldu. Kesinlikle tavsiyemdir. Kitapla. Sağlıcakla.
Albay
AlbayMahmut Devletabadi · Kafka Yayınevi · 2015127 okunma
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.