Gönderi

484 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Baş karakterimizin adı: Çiçikov Yaşamı : hırsla dolu, özünde iyi olsa da engin bir dünya Ölü Canlar, zenginlik hevesiyle köylerden kaçak olan köylüleri/çalışanları ve ölü canları yani ölmüş köylüleri toplayıp, onları kendine ait bir köyün üzerinde gösterip voliyi vuracağını sanan masum bir uyanığın hikayesi aslında. Masum bir uyanık: Çiçikov Burada her karakteri inceleyecek ne yeti ne de yürek yok bende. Ama Çiçikov'la onca badireden geçiyor kişi.. bir kaç söz etmeden duramam. Hani çevremizde tanıdığımız insanlarda dahi yanar döner hallere rastlarız. Biliyoruzdur aslında o kişiyi, iyi biridir.. ama geçenlerde de falan olaya verdiği tepkiyle ilginç bir yanını çıtlatmıştır bize. Benim nazarımda Çiçikov böyle biri işte. Herkesin iyiliğini isteyen ama yine de kendi çıkarını düşünen. Başarılı olmaya çalışan, yardımcı ama para düşkünü. Ailesi olsun, evlatçıkları olsun isteyen ama lüksün kolayca mütevazı amaçlarını uçuk hayallerle soğurabildiği biri. Ne anlatırsam anlatayım, tıpkı kitabın aslı gibi eksik kalacak benim incelemem de, çünkü yazarın da dediği gibi ancak eylemde bulunarak, okuyarak anlayabiliriz kitabı. Öncelikli olarak bahsetmek istediğim şeylerden biri aslında benim ikinci cildin başında öğrenmiş olduğum şeydir. Gogol manik depresiflikten muzdaripmiş. Hayatta seçilemeyen onlarca şeylerden biridir rahatsızlıklar. Fakat yazınında nasıl bir yansımayla ulaşıyor bize? Özellikle birinci ciltte Gogol, Rusya'daki insanları, askeri rütbelere ve gösterişe verilen önemin ne boyutta olduğunu, toprak kesimi ve şehir kesimi arasındaki uçurumu, kesimler arasındaki birbirlerini anlayamama ve yanlış anlaşılmaları, devletin sistemsel yapısının aslında yazarın da değerin temel üreticisi olarak gördüğü toprak emekçilerini anlayamayan, yardımcı olamayan ve bu nedenle sürekli bir karmaşa, toplumsal kesimler arasındaki uyumsuzluk ve toprak emekçisi insanlarda özellikle süregiden ezilme gibi konulardan bahsetmiş. Yani denebilir ki, birinci cilt bir eleştiri, gözlem ve hicivler anlatısıdır. İkinci ciltte ise(ki bu cilt tamamlanamamıştır) yazar, yine kahramanımız Çiçikov üzerinden iyiliğe, güzelliğe ve aslında birinci ciltte hile hurda, zenginlik, yanar döner ateş kırmızısı fraklar gibi dünyevi zevklerden "u" bir dönüşü okuyoruz. İnsanın gerçek gözünün yüzünde değil, kalbinde olduğunu belirtmek istercesine Çiçikov'u(ne kadar maddi-manevi iç çatışmalar, gelgitler yaşasa da) daha uhrevi, çalışkanca, ideal bir yolda görüyoruz. Nitekim buna en güzel aydınlanma anlarından biri sayılabilecek kısım olan Çiçikov'un Konstanjoglo'nun köyüne gittiğinde yaşamış olduğu kafayı, iyilik, çalışkanlık, ahlak ruhunu- adeta soğukta çırılçıplak kalmış bir insanın kalın giysilerini hızla giyip ısınmaya çalışırmışçasına- o ruhu giyindiğini görüyoruz. Çiçikov'un aslında iyi olamaya çalışan ama nefsine kolay yenilen biri olduğunu, her şeye rağmen iyi biri olduğunu anladım okurken. Tıpkı Gogol'ün de dediği gibi " insan hayret etmeden duramıyor". Bir insan etrafından bu kadar mı etkilenir? "Etkilenir dostum, etkilenir." diyor insan kendi kendine. Vallahi ben pek çok kez dedim. Etrafının ruhunu bedenine bunca sıkı sıkı giyen, o ruhları bedeninde hücre hücre yaşayan Çiçikov'un serüvenlerinde bunu en uç noktalarda gösteriyor bize yazar. Ama bu esnada, hani Çiçikov'un maceralarını okurken, sık sık insan doğasına dair öyle güzel, doğru analizlerle karşılaşıyor ki insan; içindeki kentli soysuzu da görüyor, gönlügüzel ayyaşı da görüyor, toprak insanı özverisini de, hatta Benekli atın uyanıklığını bile görüyor. Yazarın en etkileyici bulduğum yanlarından biri tıpkı bir hikaye anlatıcısı gibi büyüleyici, akıcı bir üslubunun olmasıydı. Üstüne üstlük en ufak ayrıntıları dahi at gibi şahlandırıp anlatması, okura roman içinde novellalar denizinde boğulmak üzereymiş cinsinden, dizginlenemez bir coşku sunuyor. Çok garip, beklenmedik, duygu dolu bir klasik oldu Ölü Canlar bende. İkinci cilt tamamlanamamış, tamamlansaydı eğer Çiçikov'un daha "doğru yol"vari cinsten adımlar atacağına dair pek çok ipucu var ama. Yine de olsun çünkü tamamlanamayan öyküsüyle Çiçikov hep bir şeyler yaşamaya, yolda olmaya devam edecek sanırım böylece. İdealist çizgisiyle, başına buyruk tavrıyla, insani kırılganlığı bağıra bağıra anlatmış Gogol. Okumayanlara önerimdir.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,9bin okunma
··
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.