Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Hailsham’den Geriye Kalan: Yaşanmadan Tükenen Hayatlar
Bir kitabın kapak tasarımı, varsa arka kapağındaki tanıtım yazısı eğer aynı yazarın önceden okuduğumuz bir kitabı yoksa sayfaları çevirmeye başladıkça içine gireceğimiz dünyayı, tanışıp bağ kuracağımız karakterleri en azından sezdirir. K. Ishiguro’nun ilk okuduğum kitabı olan “Beni Asla Bırakma”ya başlayacağım zaman içinde olduğum beklenti buydu. Ancak ilk sayfadan itibaren kendimi hiç tanımadığım insanlarla sürecek, onların hatıralarını dinleyip kafa sallayarak onaylayacağım bir yolculuğun ortasında buluverdim. Kathy H., Ruth ve Tommy’nin olduğu bir arabaya zorla sıkış tepiş bindirilmiş gibi hissettim. Kathy devamlı konuşuyordu, o konuştukça arabada yol alırken bir yandan bilincimi yıllar önce üçünün de yolunun geçtiği Hailsham’e alıp götürüyordu. Hailsham normal insanların yatılı okul olarak anlayacağı bir mekan fakat Kathy, Ruth ve Tommy için Hailsham varoluşlarının tamamı demek. Bir okula benzeyen bu yerde diğer yatılı okullardaki gibi akademik başarı hedeflenmiyor. Burada başarının ölçütü itaatkar olmak, yaratıcı olmak ve kendine iyi bakmak. Hailsham’in öncesinde bunca çocuğun nerede yaşadığına dair en ufak bir ipucunu kitap okura sunmuyor, dahası kitap okurun bunu merak edebileceği hiç düşünülmeden kaleme alınmış gibi. Hailsham’den öncesinin karanlık oluşunun yanında Hailsham’den sonrası da yeterince detaylı anlatılmıyor ancak bu kısımda yine anlaşılabilen, akılda kavranabilen mekanlar ve olaylar var. Örneğin Hailsham’in ardından çocuklar büyüdükçe Kulübeler denilen topluca yaşam sürdükleri yerlere geçiyorlar. Kulübeler’de zamanının dolduğunu düşünenler bakıcılık eğitimi almak için buradan ayrılıyor. Hayat bir kez daha kesiştirmezse yollarını aslında burada yaşayan insanlar Kulübeler’de birbirleriyle vedalaşmış oluyorlar. Bu kesişmeler de kitabın en dramatik sahnelerini somutluyor. Mesela Ruth, tükenmesine yakın bir zamanda tekrar eski dostu Kathy ile karşılaşıyor. Kathy, Ruth’un bakıcılığını üstleniyor. Bu arada okyanustan sürüklenip sahile çakılmış bir tekneyi görme bahanesiyle Tommy’nin yaşadığı merkeze gidiyorlar. Ruth, yıllarca ilişki yaşadığı Tommy’i onu asıl hak eden ve seven Kathy’den çaldığını, birlikte olmalarını engellediğini Kathy’ye itiraf eder. Kathy bu itiraf üzerine Ruth’un aradan çekilmesiyle yıllar sonra Tommy’ye açılır ve sevgili olurlar. Bu arada Ruth son bir vasiyet bırakarak tükenmiştir. Vasiyeti; Hailsham’deki bir dedikodu olan erteleme hakkına ikisinin başvurmasıdır. Buna göre gerçekten birbirini seven iki kişi bunu somut olarak ispatlamaları halinde hiç bağış yapmadan sevdikleri insanlarla geçirebilecek iki üç yıl daha kazanmaktadırlar. Ruth’un son isteğini yerine getirmek için Hailsham’deki gözetmenlerinin evlerini Ruth’un bıraktığı adresi izleyerek bulurlar. Fakat sonuç hüsrandır, erteleme hakkı sadece bir dedikodudur. Hailsham ve benzeri yerlerdeki binlerce insanın varolma amacı diğer bazı insanlara organlarını bağışlamalarıdır, dünyaya bu maksatla gelmişler, bu amaçla ömürlerini geçirmişlerdir. Kitabın anlatmak istediği fikir bence bir insanın başka insanlardan daha az bir özdeğere sahip olmasının mümkün olup olmadığıdır. Etik olarak insanların günümüzde bağış yapacağı şartlar kesin çizgilerle belirlenmiştir. Bunun sebebi hiçbir gerekçeyle bir insanın başka bir insanın yaşamı için aracı kılınamaması gerekmesidir. İnsan onurunun dokunulmazlığı ve işkence yasağı geniş anlamda tam da bu durumu ifade eder. Öte yandan belirlenmiş etik alanın dışına çıkmak aslında çok kolaydır, zira günümüz teknolojisi sadece bir insanı klonlamak değil baştan sona bir insanın tüm genetik özelliklerini belirlemek için yeterli derecede gelişmiştir. Belki bizim bilmediğimiz laboratuvarlarda böyle yasak deneyler yapılıyor, insan yapımı insanlar var oluyorlardır. İster doğal biyolojik yollarla dünyaya gelmiş olsun ister yapay ortamlarda insan, insandır. Birilerinin daha uzun yaşaması için birilerinin bu amaç uğruna gençliğinin baharında öldürüldüğü bir dünyada yaşamak ister miydik? Bu soru cevabını bekleyedursun romandaki kurgusal zeminde klon denilen insanların davranışlarının anlamlı olup olmadığı üzerine düşünelim. Öyle bir psikoloji tüm klonları kaplamış ki hiçbiri neden bu hayatı yaşamak zorunda olduğunu sorgulamıyorlar. Bir anlamda yaşama içgüdüsü kendilerinden sökülüp alınmış gibiler, herhangi bir hayvan dahi kendi yaşamına yönelen saldırılarda buna karşı koyar. Klonlar ise son derece itaatkar biçimde kendilerini bekleyen belli belirsiz sona doğru yürüyorlar. Teker teker organlarını uzandıkları ameliyat masalarında teslim ediyorlar, çocukluklarından bu yana bu işlemleri fermuarı açıp içinden birşeyler aldıktan sonra kapatmaya benzetiyorlar. Belki parça parça öldürüldükleri için bunun bilincine varıp yaşam içgüdülerini harekete geçirmiyorlar, böylesi de mümkün görünüyor. Bununla beraber anlam vermekte zorlandığım bir başka davranış erteleme hakkına bağladıkları umutlar. Yukarıda açıkladığım bu hakka göre mutlak bir kurtuluş mümkün değil fakat kaçınılmaz sonu bir süre iki sevgilinin aşkına hürmetle ertelenebileceği düşünülmüştür. Burada “sonunda nasıl ölüneceği bilinen bir hayat keyifle ve mutlulukla yaşanabilir mi?” sorusunu sormak gerekir. Bence cevap hayır, çünkü klonlar yaşamıyorlar ki ölsünler. Onlar “tükeniyor”. Tıpkı birer pil gibi. Söz konusu erteleme hakkının ispat aracı olarak düşünülen galeri ve onda toplanan eserler ise pek anlamlı değil çünkü bir eser üretip üretmemek ya da buna yetenekli olup olmamak bana kalırsa eseri yapan kişinin ruhunun olup olmadığını kanıtlayamaz. Burada Hitler’in bir ressam olduğunu, bir çok başka despot ve diktatör gibi sanata ilgi duyduğunu hatırlatmak isterim. İnsanın manevi varlığı kendini ispat için herhangi bir eserin ortaya koymayı gerektirmez. Hailsham’de yapılanlar bu anlamda beyhude bir çaba olarak değerlendirilebilir. Dünyaya gelmiş olan her insanın maddi ve manevi varlığı söz konusudur. Yani böyle bir tedavi anlayışı insan haysiyetini çiğniyor olması sebebiyle hiçbir şekilde meşru görülemez.
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,8bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.