Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sahne Sanatçısı Erol Günaydın Anlatıyor. Bir şehrin tadı olan adamlar vardır. Bir şehrin tadı olan yapılar, doğa parçaları vardır. Örnekse, İstanbulun yapı olarak tadı Süleymaniye’dir diyebiliriz. Doğa parçası olarak Boğaz. Ne bileyim ben, daha bir sürü İstanbulu İstanbul yapan şeyler. Kumkapı da balıkçı meyhaneleri… Bunlardan birisi, ya da bir kaçı olmayınca artık bu İstanbul, o İstanbul değildir. Bir başka şeydir. Belki bir başka tatta, güzellikle ama, o şehir değildir. Bir de şehrin tadına kendisini katmış insanlar vardır. Artık o,yüzlerce, yüz binlerce insan arasında bir şehirdir. Bir şehrin tadı tuzudur. O insan aradan çekilip gidince o şehirden bir şeyler yitip gider. Orası bom boş kalır. İnsan o yerin eski tadına gelebilmesi için o adamın orda olmasını ister. İstanbul da böyleleri vardı. Üsküdar da bir Arif Dino vardı. Çok zaman evinden çıkmaz, İstanbula inmezdi ama, onun tadı İstanbul caddelerindeydi. Bilirdin ki İstanbul da, bir yerde dağ gibi tepeden tırnağa sevgi dolu, çocukcasına dünyaya, insanlara hayran, bir koca insan yaşar. İnce çizgileri dünyamızın en güzel tatlarından biridir. Arif Dino öldü. Üsküdara, İstanbula bir hal oldu. Gözlükleri alnında, kocaman tatlı, çocuksu gülüşüyle İstanbul bir yanını yitirdi. Beşiktaşta bir Neyzen Tevfik vardı. Gür ak saçlarıyla küçücük bir kahvenin peykesinde otururdu. Son zamanlarda kahveciğinden çok az çıkıyordu. Epeyce de yaşlanmıştı. Ama İstanbulun bir yanını İstanbul yapan, ona bir tat katan bir adam, elin de neyi, orada durup duruyordu. Sonra Sait Faik… Yeşil, çocuksu gözleri vardı. Onulmaz öfkesi vardı. Hikayeleri kadar da, kendi kişiliğinin tadı vardı. Küfürleri vardı. Ve İstanbul Sait Faiksiz edemezdi. Öfkeli, kendi kendini yiyen adam Tünelden yukarıya çıkarken, hep Beyoğlunun sol yanındaki sinemaların önünde dolaşırdı. Durur afişlere, insanlara bakardı. Bir aşağı bir yukarı dolaşırdı. Çoğunluk oradaydı. Hasta olmadan önce İstanbul meyhanelerinde inmiş. Sonra kara köpeğiyle Burgaz adasında idi. Burgaz adası Burgaz adasıydı o sağken. Şimdi Sait koyup gittikten sonra o Burgaz adası Burgaz adası mı, söyleyin Allah aşkına. İnsanlar gelir, bir zaman için şehre bir tat katarlar, şehrin güzelliği, tadıyla bir olurlar, sonra çeker giderler. Şehrin bir yanı bom boş kalır, boşalıverir. Sonra gene insanlar gelirler, Şehir boş kalmaz. İstanbul Çocuğunun Gözüyle Anadolu köyleri / Peri Bacaları
Sayfa 174Kitabı okudu
··
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.