Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Fikirlere kurşun işlemez
Gerçek ne kadar ironik olabilir. Korkunç sevgi bakanlığı, yalancı gerçek bakanlığı... Salt gerçek de ne? Yoksa başkaları tarafından değiştilebilen olgulara hakikat diyebilir miyiz? Kime göre gerçek, neye göre yaşanmamış? Geçmiş değiştirilebilir mi? Yok edilip ya da tekrardan yaratılabilirmiş. Var olmayanlar yaratılır. İnsanlar vardan yok, yoktan var edilebilirmiş. Özgürlük anlayışının, sisteme kölelik olduğu, insanların cahilliğinin aslında devletin yegane gücü ve sürekli savaşın da barışı getirdiği totaliter düzen. İnsanların bireyselleştirildiği, objeleştirildiği, yalnızlaştırıldığı bir distopya 1984. Bireyler aslında düzen için bir araçtır. Geçmiş yaratılıyor. Var olmayanlar yaratılıyor. Var olanlar artık yaşamamış sayılıyor, hiç yokmuş gibi. Sözcükler ortadan kaldırılıyor. Dil yok ediliyor, yozlaşıyor. Kelimeler yok ediliyor söz dağarcığı küçülüyor. Dil olmazsa ne kalır? Tarih, dil, düşünce kabiliyeti yok ediliyor. Tek amaç düşünceyi kısırlaştırmak, artık düşünememeyi sağlamak, düşünmeyi sağlayacak en temel sözcükler bile elden alınacak. Düşünce biçimlerini olanaksız kılmak aslında amaç, düşünce ufku daraltacak ve köreltecek biçimde düzenlenip tasarlanıyor.Bilinç yok olacak. DÜŞÜNEMİYORUM ÖYLEYSE YOKUM. Parti üyeleri mi insan yoksa proleterler mi? Proleterler ve hayvanlar özgürdür, özgürmüş. İnsanın hayvandan ne farkı var ki bilinç, sorgulama, baş kaldırı yok, insan yerine koyulma yok fakat özgürlükleri var proleterlerin, en azından o kabiliyet alınmamış onlardan. Proleterler > parti üyeleri Zihin de gerçekten denetlenebilir mi, kimse ne düşündüğümüzü bilebilir mi? Peki artık düşünemeyebileceğimiz bir an gelir mi? Tabii ki gelebilir, sözcükleri ortadan kaldırarak, dili yok ederek, söz dağarcığını küçülterek. Bilimin yaptıklarının bilim tarafından bozulmasına müsaade edilmez. Bu yüzden bilimsel araştırmaların kapsamı sınırlandırılır. Düşüncemizde bile suç işleyebiliyoruz aslında. Günümüzde de düşünce suçu işliyoruz bu çok normal. Annemize yalan söylerken, sevgilimize bahane uydururken onu aldatırken, sisteme karşı gelirken, iktidara karşı gelirken, iki yüzlü davranırken, riyakarlık yaparken kıskançlık yaparken, dedikodu yaparken biz de bu suçu işliyoruz aslında. Geçmişten günümüze her çağda ve her zamanda insanlarin ortak ozellikleri bu. Winston aslında biziz. Günümüz de distopyavari bir düzen içerisinde. Herhangi bir gündeme bakarsak rahatlıkla görebileceğiz. 1984’te kitaplar okumak, sorgulamak, düşünce yasaklanıyor. Biz de yasaklanmak yerine zora dayatılan, ezberci başarısız sistemler merakı, hevesi, isteği yok ediyor. Sosyal medya düşünce olanaklarımızı siliyor, beynimizi uyuşturuyor, düşünebilme kabiliyetine gerek duymadan her şey önümüze seriliyor. Korkunc rahatlik çağı ve konformist düzen. 1984’te çiftdüşün var, dünyamızda ise halkını kandıran, menfaat icin halkını satan, bir zamanlar hükümetin dostu olup sonda terörist ilan edilenler var. Ülkemizin en iyisi olduguna inandırılıyoruz açlıktan intihar eden, kendini yakanlar varken. Daha nice örnekler görebiliriz... Neyseee şu an bile görüşlerimizi kısıtlıyorsak 1984’le ayni hisleri paylaşıyoruz. Güzel bir sistem eleştirisi yapan harika bir kitap.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
Bin Dokuz Yüz Seksen DörtGeorge Orwell · Can Yayınları · 2014167,9bin okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.