Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
Ne zamana kadar?
(Alıntı ve spoiler içerir)(Kendi halinde bir inceleme) Okuduğum kitaplar arasında belkide en çok insanın iç savaşını gördüğüm kitaptı. Bana da en başta bunu öğretti. Kendiyle çelişen kendi içinde kendiyle sürekli sürekli bir sohbet, muhabbet, çatışma, savaş ve barış veren iki karakter. Etkileyici uzun uzuun kendine dalan Ömer ve Maidenin sayfalarca o düşünceleri beni uyandıran yerlerdi. İnsanda böyle değil mi işte. Ben böyle değil miyim!? Onlar kadar kendime karşı dürüst müyüm? Bana en çok da bunu, kendimle çatışmayı gösterdi. Başlarda Ömer karakterine kendimi benzetirken gittikçe ondan uzaklaştım inkar ettim hayır ben bu kadar iradesiz değilim diye. Son sayfalardaysa neden kendimi ona benzetmek istemediğimi çok net anladım. İtirafıyla sarsırdım sanki. Macide karakterinin irade kısmında kendi hakkında dedikleri en çok bana dokunan yerlerden biriydi. "Hislerinde daima ölçülü, en çılgın anlarında bile kendine hakim olmayı bilen, sık sık iradesini kullanmaktan zevk ve gurur duyan bir insandı." Ondan sonraki birkaç gündür irade kavramı sürekli kafamda dönmekte. Ben her adımında iradesini kullanabilen bir kız mıyım diye soruyorum kendime. Her hareketim maalesef iradeyi barındırmıyor sanki. Bunu fark edişim aslında daha eski ve çabamda var ama sanki günün zamanımın çoğu ve kararlarımın çoğu benden habersiz alınıyor, ben bilmiyorum ne olduğunu ne karar verildiğini. Farkında bile değilim. Oto kontrol yani. Tam buralarda aklıma Mark Twain'in İnsan Nedir? kitabı da geliyor. Ben kendime sahip değilim gibi. Kendi içimde mücadele yeterince yok. İrade kullanımı yeterince yok. Sinan Canan'ın bir keresinde şunu dediğini hatırlıyorum ‘insan oğlu kaymaklı kadayıfa benzer. Kadayıf kısmı tüm canlı organizmalarda vardır arzu gibi. Ama hayvanda kaymak kısmı yok yani irade yani bilinçli karar verme’. Peki ya ben ne kadar kaymaklı bir kadayıfım. "Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." "Yapamadım ve bu aczimi içimdeki şeytana hamlettim. Halbuki tembel ve iradesizdim." Şu son söz sanki kıyametten sonra iradesine hiç başvurmamış insanın Rabbi karşısındaki yakınışı gibi. Fayda vermez dürüstlüğü gibi. Ne zamana kadar ? Ne zamana kadar kendine yalan söyleyeceksin? Zamanı gelmedi mi iradene başvurmanın.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.9k okunma
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.