DİYARBAKIR CEZAEVİ ;
( İşkence ve ölümün adresi )
1980'ler
Öncelikle bu kitabı abimden ötürü okumak istedim kendiside şu an Diyarbakır cezaevinde bulunmakta siyasi bir tutuklu o da .
Ve bu kitabın soğuğu , ölümleri , intiharları , işkenceden ötürü başlarına gelenlerin etkisinden nasıl kurtulacam ?
Yer altında bir yerde , dört duvar arasında her bir koğuştan yükselen çığlıkları ben nasıl sindirecem . Her bir genci ve bu gence yapılan üstelik her gün her saat başı içinde bulundukları işkenceyi sanki benim öz abime yapmışlar gibi yüreğimin ciz ettiğini hissettim... Kararlıklari , idealistlikleri , bildiklerinden ( her türlü işkenceye maruz kalsalar bile ) sapmamalari ben Kemal Pir'de abimi gördüm .
Nedir bu savaş yılmadık mi tükenmedik mi kayıp mı vermedik, aşsiz mi kalmadık , evsiz barksiz mi kalmadılar ,yurtsuz mu kalmadılar , kalmadılar mi kalmadılar mi ... Nasıl olur ki bir insan Kürtçe konuştu diye coplanir nasıl olur ki dilimden dolayı ben ceza yiyorum bu nasıl bir faşistlik bu nasıl bir bölücülük... Ben daha önce buna benzer bir filmde izlemiştim yine seksenleri anlatan bir filmdi çektikleri işkenceleri gördüm ama böyle olabileceğine itibar etmedim mümkün değil dedim abartılıyordur işkence çektiren bir ana evladı değil miydi ? Onunda çocukları yok muydu nasıl olur ki merhamet taşımaz bu nasıl bir gözü karalıktır bu kadar mı insan olmaktan çıktılar nasıl evde rahat uyuyabiliyorlar gözlerinin önünde onca körpecik beden yok olurken nasıl nasıl .... Ve şimdi inanıyorum ki kitaplarda anlatılan işkencelerin , filmde izlediğimden çok daha fazlası vardır o cezaevlerinde neler olup bitiyor...
